İlk olarak 7 bin yıl önce hayatımıza girdi. 3 bin yıl yaşadı, sonra ortadan kayboldu. 10 yıl önce tekrar hayatımıza girdi. Diyet menülerinden borsa uygulamalarına kadar şimdilik 250 binden fazla uygulamasıyla da yakın gelecekte her şeyi onunla yapar hale geleceğimiz nesnenin adı Tablet.
Masaüstü bilgisayarlar, dizüstü bilgisayarlar, netbooklar, akıllı telefonlar derken; şimdi de akıllı telefonlarının küçük ekranlarında film seyreden, oyun oynayan, müzik dinleyen ve hatta hayatim organize etmeye çalışan çok farklı profildeki kullanıcılar, tableti keşfettiler.
Bu kullanıcılar; özellikle tableder ve telefonlarda her türlü bilgiye kolay erişilmesini sağlayan; kullanıcıya özel diyet programlarından borsa uygulamalarına kadar- akla gelebilecek 250 binden fazla uygulamanın geliştirildiği uygulama programına sahip Anroid İşletim Sistemi ile de çok yakın gelecekte her şeyi tabletle yapar hale gelecekler.
Bilgi ve iletişimin -kısa adıyla bilişim teknolojilerinin- bize yeni ufuklar açtığım son 10 yılda daha da yakından gözlemledik. Internet hızının bu dönemde önemli oranda artması ve Internet üzerinden özellikle ses ve görüntü dosyalarının kolaylıkla aktarılıyor olması ve sosyal ağların yaygınlaşması bu gelişmelerin sadece birkaçını göstermeye yetiyor.
Öte yandan, Internet’i kullanarak veri aktardığımız ortamlarda inanılmaz gelişmeler ve değişimler yaşandı. Masaüstü bilgisayarların yerine maliyetleri çok ucuzlayan dizüstü bilgisayarlarım tercih eder olduk. Dizüstü bilgisayarların ağırlığından şikayet edenler, netbook bilgisayarlara ve akıllı telefonlara yöneldiler.
Netbook bilgisayarların performasından ve akıllı telefonların küçük ekranından şikayet edenler de tabletleri tercih ettiler, hatta hiç tahmin edilmedik bir biçimde diğer kullanıcılar da tablette karar kıldılar.
HÜSRAN, KAPIŞ KAPIŞ NETBOOK’LAR
Peki ne oldu da tabletler bu kadar tutuldu ve yaygınlaştı?
Çok değil bundan altı yedi önce piyasaya sürülen, ekranı döndürülebilen, özel işletim sistemleri ve özel kalemleri ile dizüstü bilgisayarların yaklaşık bir buçuk-iki kati bir fiyatla teknoloji meraklılarının hizmetine sunulan tablet bilgisayarlar beklenileni veremedi.
Hem fiyatlarının yüksekliği hem de donanımsal olarak üzerlerinde yüklü bulunan işletim sisteminin hakkım verememeleri bu başarısızlığın nedeni oldu. Bu dönemde netbook bilgisayarlar bir geçiş dönemi oluşturdu.
Donanım olarak daha basit, ancak kablosuz erişimi nispeten hızlı ve pil ömrü yeterli olan bu ürünler, bir kısım ev kullanıcısı ve özellikle sunumlarım yanlarında kolayca taşıdıkları netbook bilgisayarlarla yapan bir kısım iş kullanıcısı, bu ürünleri adeta kapışırcasına almaya, kullanmaya başladı.
TABLET DEVRİ BAŞLIYOR: İPAD PİYASALARDA
Bu dönemde ise 2001’de iPod ile yola çıkan, 2OO7’de iPhone’u piyasaya süren Apple, 2010’da iPhone’dan önce tasarlandığı artık bir şehir efsanesine dönüşen iPad’i piyasaya sürdü.
işte bu noktada olanlar oldu. Artık akıllı telefonlarının küçük ekranlarında film seyreden, oyun oynayan, müzik dinleyen, işini organize etmeye çalışan çok farklı profildeki kullanıcılar tableti keşfetmeye başladılar. iPad2’nin piyasaya çıkmasıyla kamera eksiğini ortadan kaldıran Apple, tabletlerin hayatımıza girişini iyice pekiştirdi.
ANDROİD İŞLETİM SİSTEMLERİ TABLETLERİ ARTTIRDI
Google’ın bu dönemde iPad’in iOS işletim sistemine rakip olarak geliştirdiği Android işletim sistemini hayata geçirmesiyle iPad’e rakip çok farklı tabletler ortaya çıktı. Bugün Apple uygulamalarının bulunduğu App Store’da 400 binin üzerinde iOS uygulaması, 100 binin üzerinde iPad’e özel uygulama var.
Android işletim sistemini kullanan cihazların uygulamaları ise, Android markette kullanıcılara sunuluyor, burada da 250 binden fazla özel uygulama bulunuyor. İşte tabletlerin tercih edilebilir olmasının temelinde bu tür uygulamaların geliştirilmiş olması var.
Mühendislik açısından baktığımızda, Android üzerinde uygulama geliştirmek iOS üzerinde geliştirmekten daha kolay, hatta uygulamayı geliştirdikten sonra Android markette ürünü kullanıcılarıyla buluşturmak App Store’a göre daha az zahmetti gözüküyor.
Diğer taraftan, Android ve Apple iOS’in bu başarısını örnek alan Blackberry, HP ve Microsoft da bu alana yatırım yaparak yeni işletim sistemleri geliştiriyorlar. BlackBerry, BlackBerry Tablet OS adım verdiği işletim sistemini Playbook adını verdiği tabletlerinde geliştiriyor ve uygulamalar BlackBerry App World üzerinden indirilebiliyor.
BlackBerry Playbook’un, özellikle üzerinde barındırdığı Federal Bilgi işlem Standartı (FTPS) 140-2 sertifikası sayesinde güvenlik odaklı birimler için önerilen tablet olma konumuna gelmesi bekleniyor.
ANDROİD VE İOS HAVLU ATTIRDI
HP ise kısa bir süre önce Palm’i satın almıştı ve tablet alanında atılım planlıyordu. Bu noktada Palm’in işletim sistemi olan webOS üzerinde tabletlerini geliştirmeyi planlıyordu ve 1.2 milyar dolarlık bir yatırım yapmıştı. WebOS’un en güçlü yanı mevcut tüm sosyal ağlara entegre olarak geliştirilmesi ve bu sayede tek bir uygulamadan tüm sosyal ağ uygulamalarına bağlantının sağlanabiliyor olmasıydı. Ancak mobil platformlarda sadece yüzde 1 Tik bir pazar payı bulabilen Touchpad serileri HP’ye ciddi anlamda bir hayal kırıklığı yaşattı.
Özellikle Apple iOS ve Android işletim sistemlerinin sektördeki hakimiyeti HP’nin havlu atmasına sebep oldu ve HP’nin akıllı telefon ve tablet bilgisayar pazarından çekileceği söylentileri artık yüksek sesle söylenir oldu. Microsoft tarafında ise hala maliyet hesaplan yapılıyor.
MICROSOFT CEPHESİNDEN OLUMLU HABER YOK
Gerek donanım seviyesinin gerekse de lisanslama ücretleri sebebiyle Windows kullanan bir tabletin fiyatının rakiplerine oranla daha yüksek olması ve de mevcut uygulamaların dokunmatik tabletlerin üzerinde adaptasyon problemi oluşturması sebebiyle Microsoft cephesinden pek olumlu haberler gelmiyor.
Ancak şunu da unutmamak lazım. Tablet tarafındaki bu belirsizlik, akıllı telefonlar tarafında yerini ciddi atılımlara bırakmış gözüküyor; Nokia, Microsoft ile anlaşarak 2012 yılından itibaren üretilecek olan Nokia cep telefonlarında kullanılacak işletim sistemi olarak Windows Phone 7’yi seçtiğini duyurdu.
Önümüzdeki beş yıl içinde üretilecek Nokia marka akıllı telefonların hepsinde Windows Phone işletim sistemi kullanılacak. Nokia şu anda ürettiği telefonlarda Symbian işletim sistemini kullanıyor, ancak bu anlaşma ile akıllı telefonlarda kullanılan söz konusu işletim sisteminin artık tarihe karışacağı anlaşılıyor. Özellikle Android işletim sisteminin gelişmesi ve akıllı telefonlarda yaygınlaşması sebebiyle Nokia’nm pazar payının öncelikle ABD’de olmak üzere birçok ülkede çok azaldığı araştırma sonuçlarına yansıyor.
Akıllı telefonlar tarafında ABD pazarına şöyle kısaca bakıldığında, Şubat 201 l’de icrossingfirması tarafından gerçekleştirilen araştırma verilerine göre; Apple yüzde 35 ile birinci durumda, yüzde 28 ile Blackberry, yüzde 27 ile Android ve geri kalan yüzde 1l’lik pay ise diğer tüm işletim sistemleri arasında paylaşılıyor.
Cep telefonuyla 1992 yılında tanışan Almanya’da bile başlangıçta 100 bin olan abone sayısı, 2000 yılında 40 milyona ulaştı. 2008’de 82 milyon nüfusa sahip Almanya’da ise cep telefonu abone sayısı o yıl nüfus sayısını da geçerek 100 milyonu aşmıştı. Almanya’daki işletim sistemi pazar paylarına gelince; Apple yüzde 59 ile birinci durumda, yüzde 21 ile Android, yüzde 8 ile Nokia ve geri kalan yüzde 12’lik pay ise Blackberry de dahil olmak üzere diğer tüm işletim sistemleri arasında paylaşılıyor.
NOKIA’DAN YENİ, GOOGLE’DAN BAŞARILI HAMLELER
Bu iki örnekten anlaşılacağı üzere Apple ve Android’in pazar paylan rakiplerine göre çok yüksek. Ancak özellikle Rusya, Brezilya, Hindistan ve Mısır hala Nokia’nın kalesi gibi gözüküyor, nitekim bu ülkelerde Nokia’nın pazar payı yüzde 47 ile yüzde 80 arasında değişiyor.
Nokia’nın yeni arayış çabasına rağmen, hala daha başarı ufukta gözükmüş değil, özellikle bir kısım yatırım uzmanları Windows Phone 7’nin başarılı olamayacağını düşünüyorlar. Diğer taraftan Google, Andorid işletim sisteminin başarısını sağlama almak amacıyla çok başarılı hamleler yapıyor.
Nitekim Ağustos 2011 ’de duyurulan bir haberle Google, Motorola’nın mobil cihaz ve kablo teknolojilerini geliştiren birimi olan Motorola Mobility’i satın aldığını açıkladı. Motorola Mobility’nin ürünleri arasında cep telefonlan, akıllı telefonlar, tabletler ve en önemlisi Internet TV ürünleri yer alıyor. Ayrıca Motorola’mn elinde 17 bin patent ve 7 bin 500 patent başvurusu bulunuyor.
Bunun anlamı; Motorola etiketiyle üretilecek ürünlerin bir çoğunda ve patent alman yeni ürünlerde artık Android işletim sistemini göreceğiz.
PATENT SAVAŞLARININ GALİBİ MICROSOFT VE APPLE
Patent savaşlarına gelince; Microsoft ile Apple’ın elinde bulunan patentler sayesinde pazarı istediği şekilde yönlendirdiği her zaman dile getiriliyor. iPad’in, önünde rakip olarak bulunan Android işletim sistemli tablet üreticileriyle ciddi bir patent savaşına girdiğini gözlemliyoruz.
Bütün bunlara rağmen 2011 yılının ikinci çeyreğinde 9,25 milyon; çıktığı günden beri ise tahminen 29 milyon adet olarak gerçekleştirilen iPad satışları Apple’ın çok ciddi bir başarıya imza attığını gösteriyor.
Yine 2011 yılının ikinci çeyreğinde toplam 135 milyon adet Android işletim sistemi yüklü 400 farklı çeşit cihaz satılmış; bu da Android’in hızla yayıldığını gösteren önemli bir veriye işaret ediyor.
Her ne kadar net sayılara ulaşmak mümkün olmasa da Daring Fireball sitesinden John Gruber’in yaptığı değerlendirmeye göre 7 incli ve üzeri ekrana sahip tablet piyasasında “iPad satışları Android tabletlere göre 24’e 1 oranına yaklaştı” sonucuna ulaşılıyor.
Bundan sonra ne olacak derseniz; yeni yıl ile birlikte piyasaya sürülecek onlarca yeni model tablet sayesinde teknoloji meraklıları için her şey çok renkli ve keyifli olacak. Özellikle teknolojiye meraklı genç nüfusumuzun teknolojiyi tüketmedeki başarısını teknolojiyi üretme konusuna dönüştürebilirsek, gençlerimiz için gelecek çok daha parlak olacak.
Çok yakın bir gelecekte, tabletler çok farklı uygulamalarla daha da yaygınlaşacak, özellikle bankacılık ve borsa uygulamaları, uzaktan eğitim uygulamaları, sosyal ağlara daha hızlı ve sorunsuz erişim ve de görsel olarak çok gelişmiş oyunlar tabletlerin hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olmasını sağlayacak.
İşte bu noktada, bu uygulamaları geliştiren yeni bir nesil yetiştirmek de bizim görevimiz olacak.