19. yüzyıl İngilteresi. Sabahın çok erken saatlerinde fabrika bacalarından çıkan dumanlarla karışmış, yapışkan bir sis Londra sokaklarında yayılırken işe gitmek için yürüyen 11 yaşında erkek çocuk, 200 yaşına bastığında bile doğum günün kutlanacağı evrensel bir yazar olacağını henüz bilmemektedir.
Karakter betimlemeleri ve anlatım teknikleriyle Viktorya Dönemi’nin en önemli yazarları arasında yer alan Charles Dickens’ın doğumunun 200. yılı tüm dünyada çeşidi etkinliklerle kutlandı.
Şubat 1812’de İngiltere’de muhasebe memuru bir babanın oğlu olarak dünyaya gelen Dickens, babasının işleri bozulup borçlan yüzünden hapse düşünce bir boya fabrikasında çalışmaya başlar. Bu dönemde yaşadıkları, sanatı ve kişiliği üzerinde çok büyük izler bırakır. Babası hapisten çıktıktan sonra tekrar okula dönen Charles, eğitimini bitirir bitirmez bir avukatın yanında kâtip olarak işe girer. Bir süre parlamento muhabirliği yapan Dickens’ın gazeteciliğe olan tutkusu bu dönemde başlar.
Dickens’ın 1833’de çeşitli yerlerde basılan ve büyük ilgi gören denemeleriyle öyküleri İ836’da Sketches by ‘Boz’ adıyla yayımlanır. 1937’de dönemin tanınmış sanatçılarından biri olan Robert Seymour’un çizimlerini yaptığı Mistir Pickwick’in Serüvenleri okuyucuyla buluşur. Kitap çok tutulur ve kısa sürede Dickens günün en sevilen yazarlarından biri olur. Ardından sırasıyla Olwer Twist (1938), Nicholas Mckleby (1839), Antikacı Dükkanı, Mastir Humphrey’s Clock ve Bamaby Rudge (1841) gelir.
Dickens’ın halk arasında bu kadar çok gözde olmasının bir başka nedeni ise yapıtlarının kolay sahnelenebilir nitelikte olmasıdır. Böylelikle tiyatrolar aracılığıyla okurlar dışındaki kitleler de Dickens’ın romanlarım izleme olanağı bulurlar.
1840’da Amerika’ya gider ve büyük bir coşkuyla karşılanır, ancak Dickens, Genel Okur İçin Amerika Notları (1842) adlı yapıtı Amerika’da çeşitli tepkilere yol açar.
EDEBİYATTA BİR NOEL MİTİ YARATTI
1843’de Noel kitaplarının ilki olan Bir Noel Şarkısı yayımlanır ve kitap kısa sürede olağanüstü bir başarı kazanır. Bu kitapla çağdaş edebiyatta bir Noel miti yaratan Dickens, ayrıca yeni bir tür geliştirmiş olur ve 1867’ye değin her yıl Noel’le ilgili kitaplar, denemeler, öyküler yazmayı sürdürür.
1858’de halk önünde okuma günleri düzenlemeye başlayan Dickens’ın Noel kitapları ile romanlarından okuduğu bölümler ilgiyle karşılanır. Ölümünden kısa bir süre öncesine kadar Londra’da ve başka kentlerde bu okumalar devam eder. Dickens, 1870’de hayata veda edene kadar yazmayı hep sürdürür.
Romancılığının yanı sıra gazeteciliği, politikaya olan ilgisi, düzenlediği okuma günleri ile yaşamı süresince büyük üne kavuşan Dickens, bugün de birçoklarınca Ingiliz romanının en büyük ismi olarak kabul edilmektedir.
Yazar, Viktorya dönemi İngilteresi’ndeki, özellikle Londra’daki yaşamı, Sanayi Devrimi sırasındaki yoksul kitlelerin durumunu liberal ve insancıl bir bakışla yansıtmıştır. Dickens’ın erken dönem yapıtlarında o yılların tiyatrosunun, geleneksel halk mizahının ve Don Kişot gibi yabancı klasiklerin etkisi görülür. Toplumsal kurumların eleştirisinin ön planda olduğu daha sonraki yapıtlarında ise toplumu kapsamlı olduğu kadar kasvetli bir tablo içinde yansıtır.
Toplumsal, ahlaksal, duygusal ve psikolojik temaların ağırlık kazandığı 19. yüzyıl Ingiliz romanının unutulmaz tiplerini yaratan Dickens’ın yapıtlarında, yer yer belgesel olarak nitelendirilebilecek bir gerçekçilik de kendisini hissettirir.
Dickens, bugün de güncelliğini koruyan eserleriyle Shakespeare’den sonra küresel kültür ortamına en çok etki eden yazar olarak kabul ediliyor. Sanayi devriminin gölgesinde işçi sınıfıyla soylular arasındaki farkları, dönemin ağır havasını, yarattığı zengin karakterler üzerinden başarıyla anlatan Charles Dickens’ın; yetimhanede dünyaya gelmiş bir çocuğun başından geçenleri, dönemin Londra yaşamından yola çıkarak keskin bir toplumsal eleştiriyle kaleme aldığı ‘Oliver Twist’ (1838); Noel arifesinde eski ortağı Jacop Marley’in hayaletinin, çok zengin ama bir o kadar da cimri olan Scrooge'un evine gelmesiyle başlayan Bir Noel Şarkısı’ (1843); kendi hayatından kesitlerle, çoğunlukla karardık günlerinden, yoksul kira evlerinden ve borçlular hapishanesinden izlenimlerini aktardığı ‘Davul Copperfield’ (1850); “yazdığım en iyi hikaye” diye tanımladığı ve Fransız Devrimi ile Terör Dönemi kargaşasında yaşamak zorunda kalan bir grup insanın özel yaşamlarını aktarırken, dönemin acımasız toplumsal koşullarını da irdelediği İki Şehrin Hikayesi’ (1859); öksüz ve fakir bir çocuk olan Pip’in düşünce yapısını ve boşa çıkan umutlarını ele aldığı Büyük Umutlar’ (1861) gibi yapıtları hâlâ dünyanın en çok okunan kitapları arasında yer alıyor.
Yapıtları tiyatro ve müzikallere de uyarlanan Dickens’dan bugüne kadar uyarlanan 324 film olduğu biliniyor.
Dickens, doğumunun 200. yılında Londra’daki kendi adıyla anılan müzesi başta olmak üzere Fransa’dan Hollanda’ya, Filipinler’den Almanya’ya, Pakistan’dan Singapur’a kadar dünyanın birçok yerinde gerçekleştirilen etkinliklerle anıldı, anılıyor, anılacak da...