Son yıllarda üretilen verinin neredeyse insanlığın yazılı tarihine eşit miktara ulaşmasıyla ortaya çıkan “Büyük Veri” kavramı, gelecekte bizi bekleyen dönüştürücü teknolojiler, bunların veriye etkileri ile siyasetin veriyle değişen çehresi masaya yatırılıyor.
Günümüzde yüzlerce milyon insan fotoğraf çekiyor, video kaydediyor, mesaj yazıyor, elektronik posta gönderiyor ve sesli ve/veya görüntülü görüşme gerçekleştiriyor. Dünya çapında işletmeler müşterilerin tercihleri, yaptıkları alış-veriş ve eğilimleri hakkında veri topluyor. Belediyeler araç takip sistemleri ve sensörler aracılığı ile ulaşım başta olmak üzere tüm hizmetleri hakkında veri topluyor. Hükümetler düzenli olarak seçimler, nüfus sayımları, ticaret (ithalat, ihracat), eğitim, sağlık, kaza ve cinayetler gibi akla gelebilecek her alanda veri topluyor. 2013’de dünyadaki toplam veri miktarı 4.4 zettabyte (yani, 4.4 trilyon gigabytes) idi. Bunun 2020’de 44 zettabyte olması öngörülüyor, zira 2020’ye geldiğimizde nesnelerin interneti aracılığı ile birbirine bağlı cihaz sayısının 50 milyar olması beklenmekte ve sensörlerin özellikle Endüstri 4.0 amaçlı kullanımı ile veri oluşumunun katlanarak artacağı tahmin ediliyor.
Verinin büyüklüğünü daha net anlatabilmek için, insanlığın yazıya geçişinden 2000’li yılların başına kadar oluşturduğu verilerin toplamına denk bir miktarda verinin yalnızca 2008 yılında üretildiğini söylemek yeterli olacaktır.
Peki bu kadar büyük veri ne işe yarar ki? Veri çöplükleri mi oluşacak, yoksa veriden bilgi üreten ve bu bilgiyi her türlü ürün ve hizmet geliştirmekte kullanan firmalar/ülkeler rekabette en ön sıralarda mı yer alacak? Bunun en güzel yanıtı bir Alman yazar tarafından aşağıdaki şekilde öngörülmüş bile. Udo Gollub, geçtiğimiz günlerde korkutucu ve bir o kadar da hayatımızı etkileyebilecek, geleceğe dair öngörülerini paylaştığı bir yazı yayınladı. Mercedes Benz’in müdürü, yakın zamanda verdiği bir röportajda; artık rakiplerinin diğer araba firmaları değil Tesla, Amazon, Google, Apple ve benzeri teknoloji şirketleri olduğunu söyledi. Asla değişmeyen üç şeyin olduğu söylenir: ölüm, vergiler ve değişim! Önümüzdeki 5- 10 yılda yazılımlar, geleneksel endüstrilerin çoğunluğunu rahatsız edecek. Uber, sadece bir uygulama ve bir tane bile arabası yok ancak yine de dünyanın en büyük taksi şirketi konumunda. Airbnb, dünyanın en büyük otel şirketi ancak hiçbir mülkü yok.
Yapay Zekâ Gittikçe Daha Başarılı!
Bilgisayarlar dünyamızı anlamada gittikçe daha da iyi oluyorlar. 2016’da bir bilgisayar dünyanın en iyi “Go” oyuncusunu yendi ki bu beklenenden 10 yıl daha önce gerçekleşti.
ABD’deki genç avukatların iş bulması çok zor hale geldi. Çünkü IBM’in Watson uygulaması sayesinde sadece saniyeler içinde yasal danışmanlık alabiliyorsunuz ve bunu %90 oranında başarıyla yapıyor ki insan eliyle yapılanların başarı oranı %70. Eğer hukuk okuyorsanız, en kısa zamanda bırakın çünkü gelecekte %90 daha az avukata ihtiyaç olacak ve sadece uzmanlar kalacak piyasada. Watson, insan hemşirelere kıyasla 4 kat daha başarılı bir şekilde kanser teşhisinde bulunabiliyor. Facebook’un sahip olduğu yüz tanıma uygulaması, yüzleri insanlardan daha başarılı bir şekilde tanıyabiliyor. 2030’da, bilgisayarlar insanlardan daha akıllı olacaklar.
Otonom (Özerk) Arabalar
2018’de, kendi kendine giden arabalar ilk kez halka sunulacak. 2020 civarında tüm endüstri bundan kötü etkilenecek. Artık bir araba sahibi olmak istemeyeceksiniz. Telefonunuzla bir araba çağıracaksınız ve olduğunuz yere gelip sizi istediğiniz yere götürecek. Arabayı park etmenize gerek olmayacak, sadece ücreti ödeyeceksiniz ve yolculuk esnasında çalışabileceksiniz. Çocuklarımız asla ehliyet ve araba sahibi olmayacaklar.
Bu durum şehirleri de değiştirecek çünkü %90-95 daha az arabaya ihtiyaç duyacağız. Otoparkları, park alanlarına çevirebiliriz artık. Tüm dünyada her yıl yaklaşık 1,2 milyon insan araba kazalarında hayatını kaybediyor. Günümüzde 100 kilometrede 1 kaza anlamına geliyor bu. Özerk arabalar bu oranı 10 milyon kilometrede 1 kazaya düşürecek. 1 milyondan fazla insanın hayatı kurtulmuş olacak her yıl.
Araba firmalarının çoğunluğu da büyük ihtimalle batmış olacak. Geleneksel araba firmaları evrimsel bir yolla daha iyi arabalar üretmeye çalışıyor ancak teknoloji firmaları (Tesla, Apple, Google...) devrimsel bir yolu tercih edecekler ve tekerlekleri olan bir bilgisayar inşa edecekler.
Bu öngörülerin bir çoğunun gerçekleşeceğine dair hiçbir kuşkum yok, ancak zamanlaması değişebilir. Bu öngörünün neden gerçekleşebileceğine dair iyi bir örnek Whatsapp yazılımıdır. 52 çalışana ve 10 yıldan daha az bir geçmişe sahip olan firma Whatsapp yazılımını 18,5 milyar ABD dolarına satmayı başardı. Peki, bugün bir çoğumuzun vazgeçilmezi olan Whatsapp’ı satın alan firmanın bu yazılımı ücretsiz olarak kullandırmaya devam etmesinin nedeni nedir? Neden çok basit, veri toplamak. Kim kiminle nerede, neyi, ne sıklıkla, niçin paylaşıyor? Toplanan verilerden üretilen bilgiler daha sonra özellikle reklam verecek firmalara satılmakta hiçbir zorlukla karşılaşmıyor, bilakis deyim yerindeyse kapış kapış gidiyor.
Genelde “veri”nin, özelde ise “büyük veri”nin öneminin dünya çapında artması nedeniyle hazırlanan “Büyük Veri” dosyası konunun farklı boyutlarını ele alan dört yazı ile karşınızda. Keyifli okumalar...