Harvard Üniversitesi Nieman Gazetecilik Laboratuvarı’nın her yıl hazırladığı gazetecilikte ‘yeni yıl öngörüleri’ yayımlandı. Akademisyenler, muhabirler, editörler, yazılımcılar, grafikerler, reklamcılar ve yayıncıların da aralarında bulunduğu 100’e yakın isim -şimdiden- 2016 yılının 12 ayı boyunca gazetecilikte ne tür gelişmeler beklediklerini yazdı.
Cindy Royal (Texas Devlet Üniversitesi İletişim Fakültesi-doçent)
“Ürün yönetimi yeni gazetecilik”
Gazetecilikte veri ve kullanıcı etkileşimini bir araya getiren dijital ürünler ile birlikte yeni roller doğdu. Bu rollerde çalışan web ve mobil için ürün geliştirme yeteneklerine sahip kişiler; özel projeler için siteler, mobil uygulamalar üretiyor, interaktif kullanıcı deneyimi yaratmak için çalışıyorlar. Bu kişiler, genellikle haber merkezlerinde gazeteci olarak nitelendirilmediği gibi çoğu gazetecilik araştırmalarında ve müfredatlarında da yok sayılıyorlar. Daha çok haber merkezlerine ‘teknolojik destek’ sağlayan kişiler olarak görülen bu rollerin haberin hazırlanması süreçlerinde asli bir sorumlulukları olmadığı düşünülüyor. Oysaki bu kişiler tarafından hazırlanan ürünlerin kullanıcı merkezli doğaları, onları en az geleneksel olanlar kadar gazetecilik ürünü haline getiriyor. Bu ürünleri yaratan takımlarda çalışan kişiler, genellikle editoryal kararlar vermek durumundalar. 2016’da haber organizasyonları ve gazetecilik okulları ürün yönetiminin ne anlama geldiğini anlayacak ve gazetecilikle ilişkili bir rol olarak kucaklayacak.
Michael Oreskes (NPR-haber direktörü)
“Gazetecilik geri dönüş yolunda.”
Şu gerçek gün gibi herkesin üzerinde ağarıyor; mükemmel teknoloji, mükemmel içerik olmadan sizi bir yere götürmeyecek. Özellikle içerik üretiminin neredeyse sonsuz olduğu böylesi bir dünyada gerçekten önemli olan sürüden ayrılmak. Ses, değer yaratmaz. Kalite yaratır. Hileler bir süreliğine çalışabilir, fakat eninde sonundakazanan orijinal habercilik, mükemmel hikaye anlatıcılığı ve zaruri bilgi olacaktır. Gazetecilik budur. Yeni medya organizasyonları, ciddi ve disiplinli gazetecilik süreçleri kurmakta gerçek bir sıçrayış yaşadı. Orijinal habercilik günlük operasyonlarının bir parçası haline geldi. Bir şeyi araklayıp, bir eko çemberde tekrar paylaşmak artık yeterli değil. En heyecanlı olanı; doğuştan yeni medyacı olan bu platformların gazetecilikte lider pozisyonlara taşınması. Benim jenerasyonumun yeni teknolojiler ile eski değerleri bir araya getirmek adına verdiği mücadele sona erecek. Onlar, bizim bu devam eden gazeteciliği destekleyecek sürdürülebilir yöntemler bulma ve müşterilerle bağ kurma mücadelemizi miras alacaklar. Fakat bu zorlukları aşmak için yeni bir umut var. Y kuşağı, önceki jenerasyonlardan daha fazla habere ve bilgiye ilgi duyuyor.
Nathalie Malinarich (BBC-mobil editörü)
“Dikkat çekmek için savaş.”
Herkes Facebook sayfasında kedilerle ilgili bir video, neşelendirici bir insan hikâyesi ya da nefes kesici bir başarısızlık anı görmekten hoşlanır, öyle değil mi? Fakat bu klipler tekrar ve tekrar karşınıza çıkmaya başladığında da onları sevmeye devam edecek misiniz? Yanlış anlaşılmak istemem. Alımlı kedi videolarının en hızlı bir şekilde paylaşılması gerektiğini bizim haber merkezimizde savunan, muhtemelen ilk kişi benim. Fakat her haber organizasyonu; aynı görüntüleri, aynı şekilde -şu aralar ekranda bir metin olması zorunluluğuyla- sunarsa insanların dikkatini çekmek için verilen savaşı kim, nasıl kazanabilir ki?
Umarım ki 2016’da haber organizasyonları, ambalajlarından sıyrılarak başarılı olmaya çalışacak. Tık, ‘tab’, görüntülenme peşinde koşmak sadece kısa dönemlik bir oyun. Mobil ve sosyal videolar için olan iştah artacak. Belki de özlü anlatım sonunda kazanacak. Gelin dünyayı; kısa animasyonlar, grafikler, hatta gifler ile açıklayalım. 2016’da insanları, kafalarını telefonlarına eğmeye mecbur bırakmaktan vazgeçin. 16:9, dünyadaki tek açı değil ve biz daha fazla ‘geleneksel’ yayıncının dikey videoları denediğini göreceğiz. Sanal gerçeklik videolarının çekilmesi ve birçok farklı platformda yayınlanması artık daha kolay bir hâl alacak. Kullanıcıları arasında ayrım yapamayan notifikasyonlar, umuyorum ki, 2016’da daha akıllı olacak. Ve hatta, dijital gazetecilik alanında çalışan daha fazla kadın göreceğiz, eminim.
Robert Hernandez (Annenberg İletişim ve Gazetecilik Okulu-doçent)
“Sanal gerçekliğin gerçeklik olduğu yıl.”
Aldatıcı bulup ertelemiş olabilirsiniz, fakat gerçek şu ki; sanal gerçeklik geliyor, hem de düşündüğünüzden daha hızlı bir biçimde. 2016’da haber organizasyonları en zor mücadelelerini, henüz ana akım haline gelmeyen bu teknolojiye nasıl yatırım yapmaları gerektiği konusunda verecekler.
Sanal, çoğaltılmış, karıştırılmış teknoloji... Ne derseniz deyin. Bu teknoloji gerçek ve geliyor. Bu yüzden Oculus Rift, Samsung Gear VR, Google Cardboard ve benzeri bir sürü platformda nasıl gazetecilik yapılabileceği alanında denemelere başlayın. İlk denemelerin bazıları başarısız olacaktır. Kimi ıvır zıvır, diğerleri zorlama. Fakat bu taslaklar üzerinden sonunda gazeteciliğin nasıl giyilebilir ve üç boyutlu olabileceğini daha iyi anlamaya başlayacağız.
Alastair Reid (First Draft-yazı işleri sorumlusu) “Sosyal medya üzerinden bilgi toplamada yeni bir şafak.”
Sosyal medya kullanıcılarının ve mobil cihazların sayısı arttıkça, bir olay olduğunda orada -neredeyse her zaman- bir gazeteciden önce akıllı telefonuyla başka biri olacak. İnternet ve insanların doğaları gereği her zaman çok fazla sayıda yanlış bilgi paylaşılacak ve bu da haber organizasyonları için çok önemli bir problemi beraberinde getirecek.
Gazeteciler, bir olayın meydana geldiği yerdeki görgü tanıklarına nasıl ulaşacak? Onların fotoğraflarım, iddialarını ve videolarını nasıl teyit edecek? Bir videonun orijinal yükleyenini nasıl bulacak? Yanlış bilginin yayılmasıyla nasıl mücadele edecek? Ve nasıl olacak da bütün bunları yapıp bir de rekabet güçlerini koruyabilecekler? Bu sorunların büyük bir bölümü geleneksel olarak sosyal medya editörlerinin omuzlarına yükleniyor. Sosyal medya editörleri; kabaran, ürkütücü ağlar ve topluluklar denizindeki çalıştıkları kurumun dijital gemisinde dümendeler.
En çok ses getiren haberlerin görgü tanıkları üzerinden bildirildiği 2015 yılından sonra, 2016, öyle gözüküyor ki haber organizasyonlarının çıktı için harcadıkları kadar zaman ve kaynağı sosyal medyada haber toplamak için ayıracakları bir yıl olacak. Şimdiden birçok haber organizasyonu ve gazeteci, sosyal medya haberciliği üzerine mükemmelleşti bile.
Laura E. Davis (Buzzfeed-mobil haberler editorü) “Sadece bir hikâye anlat.”
Bir hikâyeyi anlatmak için artık birçok yol var. Bir tweet, infografik, Snapchat story, Instagram paylaşımı, notifikasyon... Bu platformlar etrafında dolaşan şu meşhur kelimeleri duymuşsunuzdur: yerli ve yaygın. Bunlar 2015’in trendleriydi. 2016’da yeni bir trende ihtiyacımız var: entegrasyon. Burada içeriğe değil, haber merkezlerine atıfta bulunuyorum.
Evet, haber organizasyonları şimdiye kadar olmadığı kadar çok platformda yayın yapıyor. Ve evet, biliyoruz ki; bu platformlara özel olarak içerik de üretiyorlar. Fakat hâlâ gazeteciliğin iki formu,nasıl hikâye anlatacağımızı belirliyor. Bir yayıncı ya da yazarsınız. Kameranız ve not defteriniz var. Böylelikle bir video paketi hazırlayabilir ya da bir makale yazabilirsiniz. Geriye kalan her şey, ikincil öneme sahip. Hikâyenin ne olduğu, hangi formata daha uygun olduğu önemli değil. Hâlâ çoğumuz için hikayenin hangi formatta sunulacağı, nerelerde yayınlanacağı sonradan düşünülecek bir iş. Bir hikâye, ilk hali parçalanıp farklı formatlarda tekrar birleştiriliyor. Bu iş de genellikle hikâyenin orijinal anlatıcısından farklı biri tarafından gerçekleştiriliyor; bir sosyal medya editörü ya da mobil editörü.
Haber okurları artık bilgiyi birçok farklı yol vasıtasıyla ediniyor. Hikâyeniz üzerinde uzman olan sizsiniz ve muhtemelen onu en iyi siz anlatırsınız. Haber merkezlerinde sosyal medya ve mobil editörlerine ihtiyaç var, evet. Fakat artık işin büyük bir bölümünün muhabirler tarafından yapıldığı ve kalan kısmın farklı alanlardaki uzmanlara bırakıldığı eski günlere dönmeliyiz. Bu uzmanlık işi, haber merkezindeki tek bir masa tarafından yapılmamalı. Bu yetenekler, haber merkezinin tamamına daha iyi bir şekilde entegre edilmeli.
Carla Zanoni (The Wall Street Journal-iş geliştirme editörü)
“Baskı öldü. Yaşasın baskı.”
20 yıldan uzun bir süredir ‘önce dijital’ koroları haber merkezlerinde bir uyarı gibi yükseliyor: Bu çağrıyı duymayanlar, düşen gazete satışlarının temposunda donacaklar. Fakat, mobil uygulamaların yükselişi, baskının rönesansını da beraberinde getirdi. Kağıttan bahsetmiyorum, baskı için gerekli olan gazetecilik yeteneklerinden bahsediyorum.
Gazetelerde çalışan emektarlar, daha küçük alanlarda yayınların yapıldığı mobil dünyada yeteneklerinin paha biçilemez olduğunu görecekler. Gazeteyi yaparken nasıl ki küçük alanlar için görselleri, grafikleri en uygun hale getirmek, günün en iyi içeriklerinin küratörlüğünü yapmak, bir hikâyeyi anlatmak için en iyi tipografyanın ne olduğunu bilmek gerekiyorsa bir tweet yazarken ya da Snapchat için bir hikâye oluştururken de bu yeteneklere sahip olmak gerekiyor. Ceplerimize sığan daha küçük cihazlar için yayıncılık yapmaya devam ettikçe, dönüp eski meslektaşlarımızın bilgeliğine bakmak zorundayız.
Burt Herman (Storify-kurucu ortak)
“Platform savaşları başladı.”
Facebook kısa bir süre önce Instant Articles uygulamasını piyasaya sürdü. Google da 2016’da Instant Artides’ın açık kaynaklı versiyonu olacak Accelerated Mobile Pages uygulamasını yayınlayacak. Her iki uygulama da birçok yayıncı tarafından kabullenilecek. Bu; okurların, haber sitelerinin bu platformdakilerle tıpatıp aynı haberleri yayıncıların yavaş yüklenen sitelerinden okumak için daha az nedeni olacağı anlamına geliyor. Gelecek yıl daha fazla medya organizasyonunun kendi sitelerinden tamamen vazgeçeceğini ve kaynaklarım tamamen içerik üretimine ayırıp, sunum ve dağıtımı ‘dışsal platformlara’ bıraktığını göreceğiz.
Sisi Wei (ProPublic-araştırmacı gazeteci)
“Büyük illüstrasyonların yılı.”
Görselleştirilen veriler, interaktif grafikler ve büyük veri 2016’da da ilgi çekmeye devam edecek. Fakat artık sitenin ‘en cool çocukları’ olmayacaklar. 2016, yıllardır büyüyen bir trendi, illüstrasyonları kucaklayan ve onların gerçek potansiyellerini göstermelerine olanak sağlayan bir yıl olacak. Şanslıyız ki, gazeteciler bunu fark ediyor ve daha iyisi, hızlısı ve güçlüsü için şimdiye kadar görülmemiş bir şekilde çaba sarf ediyor. Sadece geçen haftaya baktığımızda, haber organizasyonlarının, illüstrasyonların internet ortamında bütün potansiyelini gösterebilmeleri için ne kadar fazla şey yapabildiklerini görüyoruz. Yani 2016, dijital gazetecilikte büyük, cesur ve renkli bir yıl olacak. İllüstrasyonların habercilik alanında yeni ve daha yaratıcı yollarla kullanıldığım göreceğiz.
Elise Hu (NPR-teknoloji muhabiri)
“Anlık mesajlaşma uygulamalar hakkında ciddi olma zamanı.”
2016, haber organizasyonlarının anlık mesajlaşma aplikasyonları hakkında daha ciddi düşüneceği bir yıl olacak. WeChat’in dünya genelinde aylık tekil kullanıcı sayısı 650 milyon, WhatsApp’in de en az bir o kadar kullanıcısı var. Bu platformlar; mesajlaşmadan çok daha fazlasına ev sahipliği yapıyor. Bire bir iletişime olanak sağlıyor. WeChat’te kullanıcılar para gönderebiliyor, taksi çağırabiliyor, doktor randevusu alabiliyor. Kullanıcılarla etkileşime girmek çok önemli ve mesajlaşma uygulamaları genç, sürekli büyüyen ve henüz batı medyasıyla tanışmamış kullanıcı kitlelerine sahip.
Edward Roussel (Dow Jones ve The Wall Street Journal-innovasyon şefi)
“Cesur risklere girme yılı.”
2016, medya organizasyonlarının Silikon Vadisi’ndeki devlerin adımlarına yetişmek için yenilik anlamında daha büyük, daha cesur riskler alacağı bir yıl olacak. Apple, Facebook, Google ve Snapchat, çok güçlü dağıtım kanalları kurarak 2015'te medya sektörüne mümkün olan bütün baskınları yaptılar. Bu durum, haber organizasyonları için okurlarına araçsız ulaşamamaları ve markaların homojenleşmesi risklerini beraberinde getiriyor. Bütün haber organizasyonları bazı platformlarda birbirleriyle ‘aynı görünmeye’ meyilliler. Bir şirket büyüdükçe o şirketin kültürü içerisinde daha fazla risk barındırır. Yaratıcılık ve deneyim, ödenmesi gereken yüksek bir bedeli de beraberinde getirir. Bununla birlikte durağanlık da bir risktir.
Ole ReiBmann (bento-yazı işleri sorumlusu)
“Canlı yapacağız!”
2016, gazetecilikte canlı yayınların yılı olacak. 2015’te Meerkat ve Periscope ile canlı yayınlar yükselmeye başladı. Bu; daha hızlı mobil ağlar, mükemmel kameralara sahip akıllı telefonlar, kullanımı kolay uygulamalar ile mümkün hale geldi. Şimdi de Facebook onaylı kullanıcılar ve sayfalar için canlı yayın özelliğini sundu. Canlı yayınların, talk şovların ve her türlü diğer denemelerin 2016’da patladığını göreceğiz. Artık stüdyolara, pahalı ekipmanlara gerek
yok, sadece cepteki bir akıllı telefon yeterli. Bu yayıncılar, yazarlar, gazeteciler,
bloggerlar için yeni imkanlar doğuruyor. 2016’da, canlı yapacağız!
Masuma Ahuja (CNN-sosyal aplikasyonlar prodüktörü)
“Her mesaj anlık bir bildirim.”
2016, insanlarla sadece karşılaştığımız değil onlarla konuştuğumuz bir yıl
olacak. Onlarla mesajlaşacağız, chat uygulamaları üzerinden sohbet edeceğiz.
Mesajlaşma ve chat platformları sosyal haberler için bir sonraki hudut.
Ailemizle, arkadaşlarımızla konuştuğumuz, sanal hayatımızın büyük bir
bölümünü geçirdiğimiz uygulamalar bunlar. Kullanıcılar artık gazetecileri ve
haber organizasyonlarım da rehberlerine eklemeye başladı, hikâye anlatıcılığının
yeni bir aracına adapte olmakta zorlanacağız. Fırsat ise şu; her bir mesaj anlık
bir bildirim olacak.
Brandon Silverman (CrowdTangle-kurucu ortak)
“Sayılar, her yerde sayılar.”
Tekil ziyaretçilerden, sayfada geçirilen süreye ve video görüntülenme sayılarına
haber masalarında bu yıl çok fazla sayılarla ilgili konuşuldu. Gününün çoğunu
bu sayılarla geçirip, yayıncılar için ne kadar güvenilir ve kullanılabilir olduklarına
emin olmaya çalışan bir kişi olarak söyleyebilirim ki; bu sohbetler 2016’da
da devam edecek. Fakat birkaç önemli gelişme ile... Birincisi sosyal medya
platformlarının sunduğu veriler daha iyi olacak. Bu platformların dağıtım ve
haber keşfetmede oynadıkları rol büyüyecek. Bu genel dinamik ile ilgili birçok
anlaşılabilir endişeye rağmen ben sosyal medya platformlarının haber merkezleri
için mükemmel birer ortak oldukları/olmak istedikleri konusunda iyimserim.
Dan Gillmor (Arizona Devlet Üniversitesi-profesör)
“Gazeteciler, aktivistlere döner.”
2016’da gazeteciler, eğer kendilerine hâlâ gazeteci demek istiyorlarsa birer
aktivist olmak zorunda olduklarının farkına varacaklar. Telekomünikasyon
kartellerinin, onları her türlü içeriğe eşit olmayan muameleden men eden ‘ag
tarafsızlığı’ ile ilgilenmediği, interneti kablo televizyonların birazcık gelişmiş
bir formuna dönüştürmek için gece gündüz çalıştıklarını fark edecekler.
Gazeteciler; Facebook’un başını çektiği az sayıdaki internet devinin, dünyanın
gazete büfesi olmanın sınırında olduğunu anlayacaklar. Bu devlerin, bir sır
olan algoritmalarını insanların neyi okuyacaklarına, izleyeceklerine,
dinleyeceklerine karar verme gücünü kazanmak için kullandıklarını
anlayacaklar.
Alexis Lloyd ve Matt Boggie (The New York Times-kreatif
direktör ve executive direktör)
“Kapalı kapılar ardında: Yeni sosyal medya.”
2016, haber organizasyonlarının mesaj ve chat uygulamalarının avantaj
sağlamak için kullanılabilecek yeni bir kanaldan fazlası olduğunu, sosyal
medyanın tanımında önemli bir değişikliği temsil ettiğini fark edecekleri bir
yıl olacak. Bu değişim, onların şu anki sosyal medya algıları üzerine kurulan
dağıtım ve iş modeli stratejilerinde dramatik zorluklarla karşılaşmalarına
neden olacak. Şu anki sosyal medya platformları esas alınarak belirlenen
istatistikler, stratejiler, editoryal hassasiyetler çok yakında yeni kullanıcılara
ulaşmak ve onlarla ilişki kurmak için yeterli olmayacak. İnternet bize her
şeyin değiştiğini tekrar ve tekrar öğretir. Bir yayıncının yapabileceği en büyük
hata şu anki yaklaşımının işe yaramaya devam edeceğini düşünmek olur, bu
yüzde hepimiz sürekli olarak değişen bu toprak parçasına uyum sağlamak
için denemeye devam etmek zorundayız.