Üniversiteler, eğitim-öğretim faaliyetlerinin yanı sıra bilimsel araştırma yapmak ve bilgi üretmekle yükümlü kuruluşlardır. Üniversite kütüphaneleri ise bu yapım ve üretimi desteklemek ve yeni yayınlarla zenginleşen dünya biliminin son verilerini izlemekle görevlidir. Kadir Has Üniversitesi de bilgi gücünü kuruluşundan bu yana yeni adı ve yeni yeriyle Khas Bilgi Merkezinden almaktadır.
1884 yılında üretime başlayıp 1994 yılında faaliyeti sona eren Cibali Tütün ve Sigara Fabrikası hizmet verdiği 100 yıl süresince Son Osmanlı ve Erken Cumhuriyet dönemlerinin değişim ve dönüşümlerine tanıklık etmiş; endüstrileşme, yabancı sermaye, Reji İdaresi, tütün tekeli, kadın işçiler, işçi grevleri gibi önemli değişim parametrelerinde rol oynamıştır.
Aynı fabrika 1997 yılında başlayan restorasyon çalışmalarıyla eğitim öğretim amacıyla, bir yükseköğretim kurumu, özel adıyla Kadir Has Üniversitesi Merkez Yerleşkesi olarak işlevlendirildi. Özgün yapının mekân kurgusu, yeni programın gereksinmelerine uyarlandı; Bizans, Osmanh ve Cumhuriyet dönemine ait farklı kimlikteki mekan bileşenlerim barındıran yapıya yeni bir katman eklenerek sürdürülebilir koruma çalışmalarının özgün bir örneği olma niteliği kazandırıldı.
Eğitim gönüllüsü Kadir Has’ın misyonu, vizyonu doğrultusunda doğru yer, doğru zaman ve doğru bir ekiple gerçekleştirilen bu proje, merhumun aynı hedeflere yönelen ardılları tarafından bilgi çağının gerekleri doğrultusunda sürekli dinamik tutuluyor. Gelinen son noktada üniversitenin artan eğitim ve araştırma kapasitesi, kaynak sayısındaki artış ve bilgi edinme teknolojisindeki gelişmeler mevcut kütüphanenin mekansal genişlemesini gerekli kılmıştır.
ÜNİVERSİTE KÜTÜPHANELERİNDE DEĞİŞİM
Klasik kütüphane hizmetlerinin sunulduğu geleneksel kütüphane binaları dışında, teknolojik gelişmelerin ışığında, bugün bilgiye erişim merkezlerine dönüşen yeni donanımlar, özellikle üniversite kütüphanelerinde öne çıkmaktadır. Bu merkezler öncelikle öğrencilerin öğrenme ve araştırma ihtiyaçlarım, gelişmiş teknolojilerin ve kaynakların kullandırılması yolu ile desteklemeyi amaçlar.
Elektronik bilgi kaynakları, görsel-işitsel kaynaklar ve basılı kaynakların yanı sıra kütüphaneler teknolojik altyapıları ve fiziki mekanları ile gereksinmeleri karşılamak durumundadırlar. Kaynak çeşitliliğinin her geçen gün artması kütüphane mekân tasanınım ve diğer mekânlarla kurduğu ilişkiyi de yeniden gözden geçirmeyi gerekli kılmaktadır. Bugünün kütüphanesi henüz mekân olarak varlığını sürdürmekle birlikte, sosyal iletişimin de doğal bir parçası haline gelmiştir.
Şimdilerde öğrencilerin kütüphane kullanma biçimi değişmiştir. Bilgisayar başında ders çalışma, ilgi alanına yönelik araştırma, yazışma ve mesajlaşma yürütülürken grup çalışması da yapılabilmektedir. Öğrenciler yurt odalarına çekilmek yerine üniversite ortamında tekil ya da birlikte çalışmak istemekte, mekânların gece boyunca da açık olmasını talep etmektedirler. Bu bağlamda sessizliğin hakim olduğu, bireysel çalışmaya yönelik tasarlanmış geleneksel kütüphaneler yeni öğrenci profilinin ihtiyaçlarına cevap vermekte yetersiz kalmaktadır.
KAMUYA AÇIK TASARIM KONSEPTİ
Kadir Has Üniversitesi bina programı hazırlanırken tarihi fabrikanın ilk ve en özgün yapısı olan A Blok zemin katı bütünüyle kütüphane olarak tasarlandı ve ilk etap uygulama sonunda üniversitenin açılışı ile birlikte 2002 yılında hizmete girdi.
Kampüse sonradan eklenen D Blok’ta eğitimin yanı sıra oditoryum, toplantı ve sergi salonu, restoran gibi kamuya açık alanların ağırlıkta olduğu bir tasarım konsepti kabul edildi ve aynı yerde daha önce var olan Tekel binasının boyutları ve taşıyıcı sistem aksları belirli kütlesine yeni tasarlanan mekânlar uyarlanmaya çalışıldı.
Tarihi yapıdaki oditoryum ve öğretim üyeleri restorantı olarak düzenlenen mekânların ilgili fonksiyonlarının yeni eklenen binaya alınmasından sonra, 2010 yılında Khas Bilgi Merkezi olarak yeniden işlevlendirilmesi çalışmalarına başlandı.
BİLGİ İLE SESSİZ İLETİŞİM
Khas Bilgi Merkezi’nde öncelikle serbest grup çalışma alanı ile sessiz- bireysel çalışma alanı fiziksel olarak ayrılarak her iki grubun taleplerinin de önemli ölçüde karşılanması amaçlandı. Diğer yandan oldukça yüksek olan mekânın mevcut yapışma eklenen galeri katı ile araştırma alanlarına göre sınıflandırılmış kitap rafları üst kata alındı.
Böylelikle çok sayıda basılı kaynağın açık raf sistemine alınmasına ve araştırmacının bu kaynaklara doğrudan ulaşmasına olanak sağlandı. Ayrıca bu düzenleme ile görsel açıdan kütüphane bağlamında etkileyici bir mekân elde edildi. Khas Bilgi Merkezi kantin, fuaye, konser ve sergi alanları gibi gürültülü mekanlara görece mesafeli konumda yer almasına karşın, yeni eklenen merdiven, asansör gibi düşey bağlantı elemanlarıyla söz konusu mekanlarla doğrudan ilişkilendirildi.
Bilişim-iletişim olanakları bakımından son derece gelişmiş bir altyapıya sahip Khas Bilgi Merkezi, kampüs yapılarının tarihsel değeri ve kitapların koruma koşulları göz önüne alınarak özel bir yangın güvenlik ve klima sistemi ile donatıldı.
Khas Bilgi Merkezi, yukarıda belirtilen özellikleri göz önüne alındığında, ayn bir binası bulunmayan üniversite kütüphaneleri arasında toplam kullanım alanı (bin 270 metrekare), aynı anda hizmet alabilecek kullanıcı sayısı (550 kişi), raf kapasitesi (60 bin kitap), teknolojik altyapısı, mimari özellikleri, erişim-ulaşım kolaylığı bakımından ön sıralarda yer almaktadır.
SIRADA SANAT KÜTÜPHANESİ OLABİLİR
Eğitim ve öğretim faaliyetlerinin yanı sıra bilimsel araştırma yapmak ve bilgi üretmekle yükümlü kuruluşlar olan üniversitelerde kütüphaneler; öğretim ve bilimsel araştırma çalışmalarını desteklemek ve sürekli gelişen, yeni yayınlarla zenginleşen dünya biliminin son verilerini izlemekle görevlidir.
Kadir Has Üniversitesi, öğretim ve araştırma politikalarına uygun olarak yayın seçme, sağlama, kataloglama ve hizmete sunma görevlerini önemsemektedir. Bu bağlamda üniversitenin bundan sonraki hedefi sanat koleksiyonlarını barındıran, uzmanlaşmış bir Sanat Kütüphanesinin kurulması olmalıdır.
Sanat Kütüphaneleri sanat başlığı altına giren her tür eseri; kitap, afiş, kartpostal, broşür, fotoğraf, reprodüksiyon, tablo, heykel, plak, cd gibi katalog ve indeksler vasıtası ile okuyucuya iletirler. Rezan Has Müzesini barındıran Kadir Has Üniversitesi bilim kütüphanesinin yanı sıra Türkiye’de henüz yeni olan Sanat Kütüphanesini de kurma girişimiyle İstanbul’un kültür ve sanat hayatına katkı sağlayacaktır.
BİLGİ ERİŞİMİNİN ATALARI SÜMERLERDİ
Bilgiye erişim çalışmaları; yazılı tarihin başlangıcı, yani Sümerlerle başlamış, bilgiyi denetim altına almakta sürekli olarak yeni standartlar ve yöntemler geliştirilmiş, yeni teknolojiler kullanılmıştır.
Kütüphaneler, tarih boyunca toplumun çeşitli sınıflarına bilginin aktarılmasında, üretilen bilgi kaynaklarının korunmasında, çoğaltılmasında ve hizmete sunulmasında aktif olarak görev almışlardır.
Devleti yönetenler, bilim ve din adamları, aristokrat ve zengin burjuvalar kütüphanelerin oluşturulmasında, geliştirilmesinde önemli katkılarda bulunmuştur. Asur hükümdarı Asurbanipal tarafından kurulan Ninova Kütüphanesi bilinen en eski kütüphanedir. Ortaçağ’da kitaplar katedral veya manastırlarda toplanmış, Rönesans döneminde aristokrat aileler kendi özel kitaplıklarını kurmuşlardır. Floransalı ünlü aile Mediciler’in koleksiyonları için Michelangelo tarafından tasarlanan Laurentian Kitaplığı en bilinen örnektir.
Avrupa’da kurulan üniversiteler yeni kütüphanelerin oluşumuna hız kazandırmıştır. Bologna, Sorbonne, Oxford, Cambridge ve Harvard Üniversiteleri bu konudaki ilklerdir. 19. yüzyılda bilimsel çalışmaların üniversitelerde yoğunlaşması, araştırma kütüphanelerinin gelişmesine yol açmış; bilimsel ve teknik gelişmelere bağlı olarak uzmanlık alanlarının hızla ayrıştığı son yüzyılda kütüphaneler üniversitelerin ayrılmaz bir bileşeni haline gelmiştir.
Türkiye’de yüksek öğretim kurumu, kütüphane ilişkisi 18. yüzyılda başlar. Mühendishane-i Bahri-i Hümayun ile Mühendishane-i Berri- i Hümayun kütüphaneleri dersleri destekleyici nitelikteki erken örneklerdir. 1869’dan sonra Darülfünun’da öğretmen, öğrenci ve halk için bir kütüphane kurulmuştur.
Pek çok üniversitenin uzun ve köklü geçmişi kütüphane mekânları ve kitap koleksiyonları ile ifade edilmektedir. Bu mekânlar müze gibi ziyaretçi kabul ederek kültürel değer olarak varlıklarını sürdürmektedirler.
1990’lardan sonraki toplumsal değişimi adlandırmakta Bilgi Toplumu kavramı kullanılmaktadır. Ekonomi, kültür ve teknoloji alanına yayılan bu değişim sürecinden kütüphaneler de önemli ölçüde etkilenmiştir. Bilginin üretiminden tüketimine kadar geçen süreçte önemli rol üstlenen kütüphaneler, bir yandan bilgi toplumunun ürünü iken diğer yandan bu toplumu besleyen kurumlar arasında yer almaktadır. Bilgiyi sağlayan, düzenleyen ve erişime sunan kütüphane bilgi toplumunun merkezinde konumlanır.