1884 yılından 1997 yılına kadar Tekel Cibali Tütün Fabrikası olarak kullanılan Kadir Has Üniversitesi Cibali Kampüsü, 2015 yılında Galeri KHAS'ın açılışı ile çağdaş sanatın merkezi haline geliyor. Kadir Has Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman'ın yöneticiliğini üstlendiği Galeri KHAS, 1 Nisan'da "Yalnız ve Kalabalık" isimli sergi ile sanatseverlere "Merhaba" dedi. İlk serginin küratörlüğünü de üstlenen Prof. Dr. Hasan Bülent Kahraman ile Galeri KHAS'ı konuştuk:
Kadir Has Üniversitesi bünyesinde neden bir galeri açmak istediniz?
Kadir Has Üniversitesi'nin sanat eğitimi, tasarım eğitimi, konumu, her anlamdaki birikimiyle çağdaş sanat dünyasını buluşturmak istedik. Galeriyi aynı zamanda bütün bu kesimlerin bir araya geldiği bir platform olarak tasarladık.
Galeri KHAS ile neler hedefliyorsunuz?
Buluşmalar. En önemlisi bu. Galeri KHAS pasif bir sergi mekanı olsun istemedik. Belirttiğim gibi çok çeşitli kesimlerin bir araya geldiği, etkileşimli, üretken bir zemin olmasını bekliyoruz. Ödünsüz bir biçimde çağdaş sanatla iç içe olacağız. Bu demektir ki, çok zengin, hatta çok karmaşık bir ilişki ağının ortasındayız.
Bu proje ile Türkiye çağdaş sanat ortamı için neler yapmayı planlıyorsunuz?
Onu zaman gösterir. Çağdaş sanat ortamı bugün önceden tasarlanır bir alan değil ama benim müşahade ettiğim birkaç zayıf yanı var. Birincisi genç sanat, yenilikçi sanat hala ilgi bekliyor. ikincisi bu saha eleştirmene henüz yeteri kadar zemin açmadı. Galeri KHAS bu iki alana yeni bir katkı sağlarsa işlevini yerine getirmiş olur. Kaldı ki, burası bir üniversite. Üniversite sonsuz bir gelecek ve bellek demektir.
İlk sergi için Artnivo ile çalışıyorsunuz, nasıl bir işbirliğiniz var?
Onların genç sanata dönük birikimlerinden yararlanıyoruz. Çağdaş dünyanın sanal araçlarını kullanıyorlar. Hatta bu onların alametifarikası. Biz de onların bu güçleriyle kendi gücümüzü ve olanağımızı birleştiriyoruz.
Cibali'deki eski bir tütün fabrikası bir galeri için ilginç bir mekan. Bu oluşumla bölgede üniversite olarak başlattığınız değişim dönüşüm dönemi ile devam eden süreç nasıl bir şekle bürünecek?
Bölgeyle ilişkimiz zaten devam ediyor. Ama çağdaş sanat o ilgiyi oluşturan bileşenlerden daha farklı özelliklere sahip. Hemen bir katılım beklemek zor. Ayrıca burada didaktik bir yaklaşım içinde de olmayacağız ama gerek sergilerin içerikleri gerekse mekanın kendisi bu ilişkiyi farklı düzeylerde üretecek.
Sergi boyunca etkinlikler düzenlenecek mi, nasıl bir konsept düşünüyorsunuz?
Her sergide farklı etkinlikler düzenleyeceğiz. Yukarıda da belirttim. Burası bir platform. Ben küratörü ve yöneticisi olacağım. Bu işlerimi yaparken akademik kimliğimden, eleştirmenliğimden uzak kalamam. Burası bir üniversite. Dolayısıyla sergilerin etrafına öreceğimiz takım yıldız sergilerin kendileri kadar önemli olacak.