“Direnmek, bir anlamda insan topluluklarının kendini sürekli yeniden yaratması demektir... İnsanoğlu tarihin akışını değiştirmeye kadirdir. Tarih yaratıcı yurttaşların eseridir.”diyor 26 Şubat 2013’te 95 yaşında yaşama veda eden Stephane Hessel, 2008’de yayımlanan bir anı- söyleşi kitabında.
2011 Nobel Barış Ödülü’ne aday gösterilen Stephane Hessel, 1917’de Rus Devrimi sırasında Berlin’de dünyaya gelmiş. Daha küçük bir çocukken ailesiyle birlikte Fransa’ya göç etmiş. Pilot, diplomat, arabulucu, danışman, eğitimci ve filozof bir sosyalist olan Hessel, II. Dünya Savaşı sırasında Fransız Direniş Hareketi’ne katılmış. Gestapo tarafından tutuklanınca önce Buchenwald, ardından Dora toplama kamplarında gönderilmiş. Asılarak idam edilmekten iki kere kurtulmuş. Savaşın sonlanmasıyla Birleşmiş Milletler bünyesinde insan Haklan Evrensel Bildirisi’ni kaleme alanlar arasında yer almış. Cezayir’in bağımsızlığını savunmuş, diplomatik pasaporta sahip bir arabulucu olarak Filistinliler’e destek vermiş. Kısacası tüm yaşamı boyunca Aydınlanma’nın değerlerini savunarak insanı ve insan onurunu korumak adına mücadele vermiş Hessel.
Hessel’in 35 dile çevrilip, dünyada 5 milyondan fazla satan 29 sayfalık ‘Öfkelenin’ adlı kitabı “insanlık onuru için bir manifesto” niteliğinde.
Hessel kitabında hiçbir siyasi program önermiyor, içinde yaşadığımız sistemin oluşturduğu, duyguda ve düşüncede soysuzlaşmış günümüz dünyasında insanın bilinçli ve özgür bir birey olarak mücadele etmesi gerektiğini söylüyor.
Fransız vatandaşı olan Hessel, 1944’te kabul edilen Ulusal Direniş Programı’nın modern demokratik ilkeler önerdiğini söyler ve “Bugün bu ilkelere ve bu değerlere her zamankinden daha fazla muhtacız. Toplumumuzun varlığını gurur duyacağımız bir toplum olarak sürdürebilmesi için hep birlikte çok dikkatli olmalıyız- Biz, Ulusal Direniş Konseyinin gerçek mirasçıları olabilseydik, Fransız toplumu bir kaçak göçmen işçiler, dışlanmışlar toplumu olmazdı... Bazı insanların göçmenlere kuşkuyla baktığı, emeklilik hakkının, sosyal güvenlik kazananlarının tartışıldığı bir toplum olmazdı... Medyanın tuzu kuruların eline geçtiği, benimsemeyi ve desteklemeyi reddedeceğimiz birçok şeyin bulunduğu bir toplum olmazdı” der.
Felsefe’de Jean Paul Sartre’ın ‘Bulantı’ ve ‘Duvar’ adlı yapıtları, Hessel’in düşünce dünyasını etkilemiştir. Sartre’dan “Birey olarak sorumluluğun önemini” öğrendiğini söyleyen yazar gençlere “Çevrenize bakın, öfkenizi haklı çıkaracak konular bulursunuz: Göçmenlere, işçilere, Çingenelere yapılan muamele gibi Sizi güçlü bir yurttaş hareketine götürecek olan somut durumları bulursunuz. Arayın, bulursunuz/” diyor.
Kitabın sonunda 21. yüzyılda “Yaratmak Direnmektir, Direnmek Yaratmaktır” diyen Hessel ancak hiçbir direnmenin hiçbir zaman şiddet içermemesi gerektiğini “sinirlenme anlaşılabilir bir şeydir, neredeyse doğaldır ama gene de kabul edilebilir değildir. Çünkü belki umutla elde edilebilecek sonuçlan elde etme olanağı sağlamaz. ■ ■ Şiddetin umuda sırt çevirdiğini anlamak gerekir. Umudu şiddete tercih etmek gerekir... Şiddete başvurmama umudunu. İzlemeyi öğrenmek zorunda olduğumuz yol budur. Hem baskı görenler hem baskıyı yok etmek için bir uzlaşmaya varmak gerekir. Bu nedenle çok fazla nefret biriktirmemek gerekir. İnanıyorum ki gelecek şiddete başvurmamanın, farklı kültürlerin uzlaşmasının olacaktır. İnsanlık önümüzdeki dönemi bu yolla aşacaktır” sözleriyle vurgular.
Bilinçlenmenin önemini savunan Hessel bir söyleşisinde dünyanın “uzun ve çileli” de olsa olumlu yönde değişeceğine ilişkin umudunu şu sözlerle ifade eder.
“Evrensel değerler hiç kimsenin, hiçbir uygarlığın tekelinde değldir. Yerküre artık hepimizin yurdu, bilgi ve görgü hepimizin mahdır. En kah milliyetçilikleri, en kesin sınırlan tanımış bir insanım. Artık ne mutlu ki, insanlık sınırların göreliliği ve yapaylığının farkında. Ne var ki dünyaya egemen iktidarlar bunu teslim etmekten henüz uzak Tek bir dünya ve sınır tanımayan bir yurttaşlığın yolu bir rüya değil”.
Yaşamı boyunca varoluşunun bilinciyle insan ve insan onuru için mücadele vermiş bu dünya yurttaşının umutlarını yeni kuşaklarında benimsemesiyle dileğiyle.