RIO 2016’yı Bekleyen Üç Büyük Tehdit

RIO 2016’yı Bekleyen Üç Büyük Tehdit
Bu yıl Olimpiyat yılı. Ağustos ayında spor dünyası tüm dikkatini oyunlara ev sahipliği yapacak olan Brezilya’nın Rio kentine verecek. Ancak Rio’nun bu organizasyonu başarıyla düzenlemesi için üç önemli engeli aşması gerekiyor: Ekonomik darboğaz, Zika virüsü ve terör saldırısı ihtimali.

Spor dünyasının en prestijli organizasyonu olarak kabul edilen Yaz Olimpiyat Oyunları, 5-21 Ağustos 2016 tarihleri arasında Brezilya’nın Rio kentinde düzenlenecek. 2014 yılında bir başka ‘mega' spor organizasyonu olan FIFA Dünya Kupası’na ev sahipliği yapan bu Güney Amerika ülkesini büyük bir sınav bekliyor. 206 ülkeden gelen 10,000’den fazla sporcunun katılacağı olimpiyat oyunlarının sadece organizasyonunu yapmak başlı başına zorken, Brezilyalı otoriteleri bekleyen başka tehditler de baş göstermiş durumda. Brezilya halkının Olimpiyatları düzenlemenin getirdiği ekonomik yüke karşı gösterdiği tepki, son dönemde iyice yayılan Zika virüsünün yarattığı sağlık endişeleri ve tabii ki günümüzde kitleleri bir araya getiren hemen her etkinlikte ortaya çıktığı gibi olası bir terör olayı Rio 2016’yı bekleyen en büyük üç tehdit olarak gözüküyor.

Olimpiyatlar Pahalıdır

2014 yılında futbolun zirve organizasyonu olan FIFA Dünya Kupası’na ev sahipliği yapan Brezilya, bu organizasyonun öncesinde ve maçlar süresince birçok altyapı ve mali sıkıntıyla boğuşmuş, halkın ciddi protestolarıyla karşılaşmıştı. O dönemde hükümet ve uluslararası medya tarafından çok fazla gündeme getirilmeyen bu konu, Brezilya kupada ilerledikçe önemini iyice kaybetmiş ve ev sahibi ekip yarı finalde Almanya’ya 7-1 gibi tarihi bir skorla kaybedince büsbütün gündem dışı kalmıştı. Zaten o aşamada maçlar çoktan sonuçlanmış, harcamalar yapılmış ve büyük bir mali yükün altına girilmişti.

Dünya Kupası’nın hem sportif anlamda hem de mali anlamda olumsuz sonuçlan henüz hafızalarda tazeyken hemen arkasından bir de olimpiyat organizasyonu düzenlemek, kuşkusuz her devletin başarıyla üstesinden gelebileceği bir olay değil. 1896 yılından beri düzenlenmekte olan Olimpiyat Oyunları’nda zarar etmemeyi başaran organizasyonların sayısı bir elin parmaklanın geçmezken, iki sene içerisinde iki dev organizasyonu birden düzenlemek spor tarihinde yalnızca üç ülkeye nasip olmuş: Meksika (1968 Olimpiyat Oyunları ve 1970 Dünya Kupası), Batı Almanya (1972 Olimpiyat Oyunları ve 1974 Dünya Kupası) ve Amerika Birleşik Devletleri (1994 Dünya Kupası ve 1996 Olimpiyat Oyunları).

Listedeki ülkelerden Meksika dışındakilerin Dünya Bankası verilerine göre gayrisafi milli hasıla sıralamasında ilk 5’te yer alıyor olmalan bu ‘duble’yi yapmak için güçlü bir ekonomiye sahip olmamn ön koşul olduğunu gözler önüne seriyor. Listede yedinci sırada bulunan Brezilya ekonomik büyüklük olarak yeterli gibi gözükse de, halk aynı görüşte değil. FIFA Dünya Kupası’mn açılış maçından sadece birkaç hafta önce Rio, Sao Paulo ve Belo Horizonte başta olmak üzere on iki şehirde organize bir şekilde düzenlenen protestolar bu tepkinin boyutlarım biraz olsun gözler önüne seriyor. Kamu güvenliği ve ulaşım altyapısı eksiklikleri başta olmak üzere, hükümetin kamusal alanlara yatırım yapmak yerine prestij peşinde koşup bir dünya kupası düzenlemek için yüz milyonlarca dolar harcama yapması, bu protestoların temel sebebi olarak gösteriliyor.

Olimpiyat oyunlarının düzenlenmesi ve oyunlar sonrası ülkelerin ekonomilerindeki değişimler üzerine yapılmış birçok akademik araştırma mevcut. Ancak bu araştırmaların ölçüm yöntemlerindeki farklılıklar, çıkan sonuçların da çok farklı olmasına sebep olmakta. 1984 Los Angeles ve 1992 Barcelona gibi literatüre geçmiş nadir başarılı örnekler dışında genel bir yargıya varmak zor. Bunun en temel sebebi ise olimpiyatlara hazırlanan şehirlerin Uluslararası Olimpiyat Komitesi’nin (IOC) talep ettiği seviyeye gelmesi için ciddi bir altyapı (yol, spor tesisi, otel, havalimanı, vb.) yatırımı yapmaları gerekmesi. Dolayısıyla bu yatmmlann olimpiyatların bedeli mi yoksa şehrin zaten yapması gereken yatırımlar mı olduğu araştırmacıları ikiye bölmüş durumda. Yorumlar farklı olsa dahi nihayetinde sonuç aynı: Bir olimpiyati düzenlemek her halükârda milyar dolar düzeyinde harcama yapmayı gerektiriyor.

Olimpik Virüs: Zika

Ev sahipliğinin ekonomik boyutunu bir yana bıraksak dahi Brezilyalıları ciddi şekilde endişeye sürükleyen bir başka konu daha var. Son dönemde Güney Amerika’nın birçok ülkesinde iyice etkisini arttıran Zika virüsü insan sağlığı konusunda ülkeyi alarma geçirmiş durumda. 2015 yılının Nisan ayında başlayan salgın Güney Amerika'nın yanı sıra Tropikal Afrika, Güneydoğu Asya ve Pasifik Adaları’nı da etkisi altına almış görünüyor. Tabii Rio’nun olimpiyatlara ev sahipliği yapacak olması, Zika’nın belki de normalden çok hızlı bir şekilde dünya gündemine girmesini sağladı.

Zika virüsü sivrisineklerden insanlara geçiyor ve yetişkin erkeklerde ölümcül sıkıntılara yol açmasa da hamile kadınların maruz kalması halinde doğacak bebeklerinde ‘mikrosefali’ye (küçük kafa ve az gelişmiş beyin fonksiyonları) sebep olmakta. Bu durum özellikle de olimpiyatlara gelecek kadın sporcuları büyük bir risk altına sokuyor.

Brezilya'nın içinde bulunduğu bu durum karşısında uluslararası spor federasyonlarının zor bir seçim yapması gerekiyor. Her ne kadar sporcular uzun yıllardır bu küresel sahnede boy gösterebilmek için emek sarf etseler de, işin ucu sağlığa dokununca dengeler bozuluyor. Çoğu federasyon şimdiden Rio’ya gidip gitmemek konusunda sporcularına seçim hakkı tammış durumda. Birçok elit sporcu ise hâlâ kararsız. Amerika Birleşik Devletleri Kadın Futbol Milli Takımı’nın başardı kalecisi Hope Solo konuyla ilgili yaptığı açıklamada durumu çok güzel özetlemiş: “Kadın olmanın getirdiği birçok zorlu seçim var ve biz bunları zaten yapıyoruz. Ancak milli takımda oynamak ve ileride doğacak çocuğumun sağlığını riske sokmakla, evde oturup bir sporcu olarak hayallerini kurduğum olimpiyatlara katılmamak arasında seçim yapmak zorunda bırakılmayı kabul edemiyorum...”

Zika virüsünün bilinen bir tedavisi yok ve bu virüsle doğan çocukların hem fiziksel hem de zihinsel olarak normal çocuklardan çok geri kalmaları ve hatta bu çocuklara çok daha kısa ömür biçilmeleri özellikle kadın sporcuların bu yaz çok zor bir seçim yapmalarım gerektirecek. Pasifik Afet Merkezi’nin açıklamalarına göre 5 Mayıs 2016 itibarıyla sadece Brezilya’da 120,161 bilinen şüpheli vaka mevcut. Tanısı konmuş vaka sayısı ise 1,034. Pasifik bölgesinin geneli ele alındığında ise şüpheli vakaların rakamı 300,000’e kadar çıkıyor2. Ne yazık ki otoriteler arasında da yıl sonuna kadar bu salgının tüm kıtayı ele geçireceği konusunda karamsar bir görüş hakim.

Uluslararası kuruluşların uyanlarına rağmen Brezilyalı otoriteler durumun o kadar da ciddi olmadığım iddia ediyorlar. Virüsün yalnızca sivrisinekler aracılıyla insanlara geçiyor olması nedeniyle, sineklerden korunma yöntemlerini efektif olarak kullanan bireylerin riski minimize edecekleri iddia edilmekte. Bir başka iddia ise oyunların

düzenleneceği Ağustos ayı Brezilya’da kış mevsimine denk geldiği için sivrisineklerin hem sayısının hem de etkisinin minimum düzeyde olacağı. Otoritelerin iddialarının bazı temelleri olsa da ne IOC ne de oyunlara katılım gösterecek sporcular ve federasyonlar ikna olmuş dürümdalar. Halkın protestolarının önemli bir bölümü de hükümetin böyle büyük bir salgınla savaşmak için sağlık hizmetlerine yatırım yapması gerekirken, olimpiyat oyunlarım düzenleyebilmek için bu salgım görmezden gelmesi ve kamu fonlarının bu organizasyona aktarılması sebebiyle ortaya çıkıyor.

Terör Riski

Branşlarında dünyanın en iyilerini bir araya getirip yarıştıran ve en iyilerin de en iyisini seçmeye çalışan Olimpiyat Oyunları kusursuz bir işleyiş gerektirir. Etkinliğin sorunsuz ilerlemesi için de ulaşım, konaklama, spor alanları, tanıtım, pazarlama, seyirci rakamları ve benzeri birçok unsurun kontrol altında tutulması gerekir. Yukarıda da belirtildiği gibi dış faktörler bu unsurların kontrolünü her zaman zorlaştıracaktır. Ekonomik darboğaz, halkın tepkisi, altyapı yetersizlikleri gibi unsurlar kısmen kontrol altında tutulabilir. Ancak bir unsur var ki özellikle yakın dönemde spor organizasyonlarının belki de bir numaralı belası haline geldi: Terörizm.

Terör konusu spor dünyasının gündemine yeni girmiş bir konu değil. 1972 Münih Olimpiyat Oyunları’nda İsrailli sporculara yapılan saldın bu anlamda spor tarihinin kara lekelerinden biri. Ancak bu örneği bir kenara bırakırsak günümüzde mega spor etkinlikleri dediğimiz bu organizasyonların işleyişinde önemli bir risk faktörü olarak terörizm ihtimali bulunuyor. Yerel bir örnek vermek gerekirse 20 Mart 2016’da oynanması planlanan Galatasaray-Fenerbahçe derbisinin muhtemel bomba saldırısı sebebiyle maça yalnızca iki saat kala ertelenmesi, terör olaylarının ihtimalinin bile sportif organizasyonlarının üzerindeki etkisi gözler önüne seriyor.

Münferit bir maçın ertelenmesi belki küresel çapta büyük bir anlam ifade etmeyebilir. Ancak Fransa'nın ev sahipliğini yaptığı UEFA Avrupa Şampiyonasının henüz hazırlık süreci devam ederken Fransa-Almanya dostiuk maçının yapıldığı Stade de France Stadyumu’nun hemen dışarısında gerçekleşen bombalı saldın, EURO 2016 organizatörlerini şampiyonanın iptalini dahi sorgulayacak noktaya getirmişti. Aynı soru işaretleri ne yazık ki on binlerce sporcunun ve seyircinin bir araya geleceği Rio’da da etkisini sürdürecek gibi görünüyor.

Bombalama olaylarının siyasi temellerinin genelde Avrupa merkezli olması, etkilerinin kıta dışında kısıdı olmasına sebep olmakta. Ancak Olimpiyat Oyunları muhtemel terörizm faaliyetimi için biçilmiş kaftan görünüyor. Yaşanabilecek en ufak bir hadisenin, anında yüz milyonlarca insana canlı olarak ulaştırılması, teröristler için paha biçilemez bir değere sahip. Dolayısıyla ekonomik ve sağlık sorunları bir yana, Brezilya spor otoritelerinin ve daha da ötesi hükümet ve güvenlik birimlerinin çok ciddi önlemler alması gerekiyor.

Sonuç itibarıyla, Brezilyalı yetkililer, iki yıl önce FIFA Dünya Kupası’nda verdikleri sınavın daha zorlusunu önümüzdeki Ağustos ayında verecekler. Olimpiyat Oyunları’nı düzgün bir şekilde organize etmek istiyorlarsa ekonomik, sosyal, sağlık ve güvenlik gibi sorunlarla boğuşmak durumundalar. Umarız bu etkenleri sportif yarışmaları gölgede bırakmaya mahal vermeden modern oyunların otuz birincisini başarıyla düzenleyebilirler.

 
http://reliefweb.int/sites/reliefweb.int/files/resources/PDC_Zika_Country_Cases_05MAY16.pdf