Toplumsal Bellek: Geçmiş ve Geleceği ile Türkiye Panoraması

Toplumsal Bellek: Geçmiş ve Geleceği ile Türkiye Panoraması

Doğduğunuz günden bugüne doğru geçmişe baktığınızda Türkiye’de olan hangi olayları hatırlıyorsunuz? Nedir bu olayları hatırlanabilir kılan? Peki geçmişi nasıl hatırladığımız, gelecekte Türkiye’de olabileceklere dair öngörülerinizi etkiliyor mu? Bu yazıda toplumsal bellek araştırmamızın bulgularını özetlerken, aynı zamanda bu soruları biraz Türkiye bağlamında düşündürmek istedik.

Her gün birçok farklı kanaldan haberleri takip ediyoruz. Bazen de takip etmesek dahi kaçınılmaz olarak haberlere maruz kalıyoruz. Hatta kimi zaman bizzat olayların içinde yer alıyoruz. Bu toplumsal nitelikli olayların çoğu neredeyse hiçbir iz bırakmadan zihnimizden silinirken, kimi olaylar detayları yıllar geçse de unutulmuyor ve kişisel geçmişimizin bir parçası oluyor. Toplumsal olaylardan neleri nasıl hatırladığımız ise hem bugüne nasıl yaklaştığımızı hem de geleceğe bakışımızı ve beklentilerimizi etkiliyor. Bu anlamda, bellek her ne kadar bireye özgü bir yapı gibi görünse de toplumsal bellek, toplumsal kimliğin oluşması ve korunmasında oldukça temel bir rol oynamaktadır. Öte yandan her ne kadar bu konunun kavramsal değeri açık olsa bile, en azından psikoloji literatüründe toplumsal bellek görece yeni incelenmeye başlanan bir konudur. Toplumsal nitelikli olayları inceleyen çalışmalarda da Berlin Duvarı’nın yıkılması, 11 Eylül saldırıları gibi belirli olaylara odaklanarak bu olaylara ilişkin bellek süreçleri incelenmiştir. Ancak, bu olaylar Türkiye için toplumsal nitelikli olmamakla beraber başlı başına duygusal uyarımı oldukça yüksek olaylar olduğundan bellek süreçleri farklı işleyebilmektedir. Dolayısı ile Türkiye toplumu için bir toplumsal bellek panoraması çıkarmak bu toplumun dinamiklerini anlamak için oldukça önemlidir.

Bu bağlamda biz de yaptığımız araştırmada, e-posta ve sosyal medya aracılığı ile 18-87 yaş arasında 1897 katılımcıya ulaştık. Katılımcılara doğdukları günden itibaren Türkiye’de gerçekleşmiş altı önemli olay ile gelecekte Türkiye’de gerçekleşmesini öngördükleri altı olayı sorduk. Katılımcılar önce olayları listeleyip ardından olayların tarihlerini belirttiler. Ayrıca her bir olay için, olayın önemi, duygusal yoğunluğu, canlılığı, medyada ne derece yer bulduğu gibi birtakım olay temelli soruları da yanıtladılar.

Bulgulara geçmeden örneklemin yapısından bahsetmekte yarar var. Örneklemimizin %90.7’sini Türkiye’de yaşayanlar oluşturdu. Yurtdışı katılımcıları ise çoğunlukla Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, İngiltere ve Fransa’da yaşayan Türklerdi. Çalışmaya katılanların %64’ü kadın, yaş ortalaması da 34.4 olduğu gibi yarısına yakını üniversite mezunu, %30’a yakını da yüksek lisans veya doktorasını bitirmiş kişilerdi. Bu bağlamda bulguların Türkiye genelinden ziyade eğitim düzeyi yüksek bir kesime genellenebileceğini söylemek yanlış olmaz.

Türkiye Geçmişinden Akılda Kalanlar

Öncelikle her bir katılımcının listelediği olaylar kodlandı ve en sık listelenen olaylar incelendi. 15 Temmuz Kalkışması ile Gezi Olayları belirgin farkla en sık listelenen iki olay oldu. Bu olayları, söylenme sıklığına göre sırasıyla, 17 Ağustos depremi, 12 Eylül darbesi ve AKP hükümetinin seçilmesi takip etmektedir. Yalnız burada olayların yapısındaki farklılığa özellikle dikkat edilmesi gerekir. AKP hükümetinin seçilmesi dışındaki olaylar daha belirgin bir zaman aralığında ele alınabilirken, AKP hükümetinin seçilmesi belirli bir zamanda gerçekleşmiş ve etkisini günümüzde de açıkça devam ettiren bir olaydır. Olay yapısına ilişkin farklılıklar en sık hatırlanan olayların listelendiği Grafik I’deki diğer olaylar için de düşünülebilir. Örneğin, Ankara patlaması kendi başına sıkça hatırlanan bir olayken, bunun yanısıra bombalar - saldırılar gibi genel bir tanımlama da mevcuttur. Aynı şekilde, kimi katılımcılar 2001 krizi gibi belirgin tanımlamalar yaparken, katılımcıların büyük çoğunluğu “ekonomik kriz” gibi genel bir tanımlama yapmıştır. Bu bellek organizasyonu için oldukça önemlidir, çünkü belirgin olaylar etkilerini yalnızca kendi nitelikleri üzerinden gösterirken tekrarlanan ve zamana yayılmış olaylar için zihnimizin bir taslak oluşturma eğilimi vardır. Örneğin AKP hükümetinin seçilmesini olumlu değerlendiren biri, AKP hükümeti hakkında zaman zaman olumsuz düşünse bile, genel değerlendirmesi o ilk ana çerçeve içinde olacaktır. Başka bir örnekte bu daha net görülebilir. Örneğin Ankara patlaması art arda olan patlamaların başlangıcı olarak diğerlerinden ayrılırken, sonraki patlamalar silikleşmiştir. Bu durum, “yaşanan olaylara duygusal olarak alışmanın, olayları kanıksamanın bellek düzeyindeki karşılığı olabilir mi?” üzerinde düşünülmesi gereken önemli bir konudur.

Yaş Etkisi

Yaş etkisi bağlamında hatırlanan olayların yaş grubuna bağlı farklılaşıp farklılaşmadığının da başka bir önemli soru olduğunu düşünüyoruz. Bunun bir nedeni, katılımcılar doğdukları günden bu yana olayları listeledikleri için, ilerleyen yaşla beraber olayların listeleneceği zaman aralığı genişlemektedir. Göreceli olarak kimi olayların etkisi daha çok belirginleşirken kimi olayların etkisi silikleşebilir. Örneğin, 1990 doğumlu birinin 1980 darbesini yazmasını beklemeyiz. Aynı şekilde 1960 doğumlu biri de 1970-1980 dönemine tanık olduğu için son dönemdeki olayları daha az önemseyebilir.

Yaş grubunun önemli olmasının bir başka nedeni ise anı tümseğidir. Anı tümseği bellek literatüründe önemli bir kavramdır. Orta yaş ve üzeri bireylere geçmiş anıları sorulduğunda, hatırladıkları olayların 18-30 yaş arasında yaşadıkları olaylardır ve bu onların anı tümseğini oluşturur. Bu örüntü, kişilere yalnızca bireysel anıları sorulduğunda değil, toplumsal olaylar sorulduğunda da görülmektedir. Bireylerin anı tümseği yaş döneminde, yani 18-30 yaşları arasındayken, gerçekleşen toplumsal olaylar farklılık gösterebilir, listeledikleri anılar da bu bağlamda şekillenebilir. Tüm bunların yanı sıra olayların üzerinden geçen zaman ve yaşlanmanın doğal etkisi de hatırlama sürecini etkilemektedir. Şöyle ki, herhangi bir olayın üzerinden geçen zaman arttıkça o olayın belirginliği ve belleğin netliği de azalma eğilimindedir. Üstelik, bu etki ileri yaşlarda daha net ortaya çıkmaktadır. 1980 yılında olmuş bir olay ile 2000 yılında olan bir olayın ne denli hatırlanabilir olduğu düşünüldüğünde 1980 yılında olan bir olayın daha az ulaşılır olabileceği olasıdır. Ancak, burada bir etkileşim söz konusudur. 1980 yılında bir olay gerçekleşirken 20 yaşında olan biri için olayın üzerinden çok zaman da geçse olayın hatırlanma olasılığı daha fazladır.

Bu önermelerle yaşa ilişkin bulguları incelemek için öncelikle katılımcıları genç (18-30), orta yaş (31-45) ve ileri yaş (46-87) olmak üzere üç gruba ayırdık. Yaş grupları dikkate alınarak hatırlanan olaylar sıklıklarına göre listelendiklerinde Grafik 2’de görüldüğü gibi yaş grubundan bağımsız olarak, katılımcıların olayları farklı yaş gruplarında benzer oranlarda hatırlandığını görmekteyiz. Bununla tutarlı ancak daha çarpıcı olan, birçok farklı ülkede toplumsal olaylar sorulduğunda 45 yaş ve üzeri katılımcıların listeledikleri olaylar, anı tümseği yıllarından (18- 20 yaş arası) gelirken, literatürün aksine Türkiye örnekleminde açık bir yakınlık etkisi görülmektedir. Başka bir deyişle, peş peşe yüksek önemde, duygusal ve etkileyici olaylar yaşanması âdeta bellekte yer alan eski olayları bastırırken yakın zamanda yaşanan olayların öne çıkmasına neden olmaktadır. Bu demek oluyor ki tarihsel süreçte Türkiye’de birçok önemli olay yaşanmasına rağmen geçmişte meydana gelen olayları yaşayanlar bile son dönemdeki olayları en önemli olaylar listelerine dahil ediyorlar. Bu bulgular toplumsal hafızamızın niteliğini belirleyen unsurun hangi olayları belleğe yerleştirdiğimizden çok hangi olayları belleğimizin gerisine itebildiğimizi düşündürmektedir.

Hatırlama Özellikleri

Katılımcılar olayları listeledikten sonra her bir olaya dair belleklerini olumluluk/olumsuzluk, canlılık, toplumsal önem gibi değişkenler bağlamında değerlendirdiler. Bu bulguların tamamından burada söz etmek mümkün değil ancak olumluluk/olumsuzluk boyutunu özellikle vurgulamak istiyoruz. Gezi olayları dışında en sık hatırlanan olaylar olumsuz algılanan olaylardır. Tabii Gezi olaylarını olumsuz gören katılımcılar da var, ancak bu olayı olumlu değerlendiren katılımcıların sayısı olumsuz değerlendirenlere göre anlamlı olarak yüksek. Bu demek oluyor ki, geçmişe baktığımızda hatırladığımız olaylar, oldukça canlı hatırlansa da bu anıların oldukça olumsuz olduğunu görüyoruz.

Yaşam Memnuniyeti ve Geleceğe Bakış

Sıklıkla olumsuz olaylar hatırlanmasına rağmen, kişilere yaşamlarından ne denli memnun olduklarını ve Türkiye’nin durumunu nasıl gördüklerini sorduğumuzda aldığımız yanıtlar oldukça ilginçti. Katılımcıların büyük çoğunluğu (%87) Türkiye’nin durumunu çok olumsuz değerlendirirken, neredeyse aynı oranda katılımcı (%82) yaşamlarından çok memnun olduğunu ifade etmişlerdir (bkz. Grafik 3). Bu kendi içinde oldukça tutarsız bir bulgu, öyle ki bir şekilde katılımcılar Türkiye koşullarındaki olumsuzlukların farkında olsa da yaşam memnuniyetlerinde herhangi bir düşüş görülmemektedir. Bunun nedenlerinden biri örneklemimizin yapısı olabilir. Katılımcılar her ne kadar Türkiye’nin güncel durumunu olumsuz değerlendirse de, bu durumun olumsuz sonuçlarını hayatlarında direkt olarak deneyimlemiyor olabilirler. Buna alternatif açıklama ise kanıksama, alışma etkisi olabilir. Süregelen bir durum olduğunda olumsuzluk hayatın bir parçası haline gelerek memnuniyetsizlik unsuru olmaktan çıkabilir.

Toplumsal Düzeyde Gelecek Simülasyonu

Bellek kuramları çerçevesinde özellikle son on yılda sıkça incelenen gelecek simülasyonu kişilerin gelecekte olası gördükleri yaşantıları zihinlerinde canlandırmasına karşılık gelmektedir. Gelecek bilinmezlik içerdiğinden bu gelecek simülasyonlarının geçmişten hatırladıklarımız ve bugünkü bakış açımız ile ilişkili olduğu düşünülmektedir. Buradan yola çıkarak biz de geleceğiyle ilgili belirsizlik hissedilen Türkiye için öngörülen olayları sorduk. Katılımcıların tamamı bu bölüme yanıt vermediklerinden gelecek olaylar kapsamında yalnızca 5314 olay dâhil edilebilmiştir. Bu olaylar içeriklerine göre kodlanarak ana konu başlıkları oluşturulmuştur. Grafik 4’te en sık söylenen olay kategorilerine yer verilmiştir. Görüleceği üzere, bu olayların çoğu “terör saldırıları” gibi tekrarlayan olaylarken kimileri de “ekonomik kriz” gibi geniş zamana yayılmış olaylardır. Belirli bir olay olarak listelenen tek olay ise gerçekleşeceği neredeyse kesin olan “başkanlık referandumu” olarak belirtilmiştir.

Buradan yola çıkarak birkaç temel çıkarımda bulunabiliriz. Birincisi, geçmişten hatırladığımız olaylar, gelecekte olmasını öngördüğümüz olaylar ile hem içerik hem de duygulanım olarak ilintilidir. Amerika Birleşik Devletleri’nde New School of Social Research bünyesinde yapılan bir çalışmada benzer bir soru sorulduğunda, katılımcıların “uzay seyahatleri, teknolojik gelişmeler” gibi gelecek olayları beklediği düşünüldüğünde, Türkiye katılımcılarının daha karamsar bir gelecek perspektifi olduğu söylenebilir. Başka bir çıkarım ise gelecek zaman perspektifinin darlığıdır. Katılımcılara önümüzdeki 100 yılda bu toplumda gerçekleşmesini bekledikleri olayları sormamıza rağmen, olaylar en fazla 30 yıl sonrası için söylenmiştir. Öngörülen olayların yaklaşık %85’i de önümüzdeki 2-4 yıl arasında toplanmıştır (bkz. Grafik 5). Bu da ülkede öngörülen çok büyük bir olayın yakın zamanda olmasının beklendiğini ve bu nedenle de uzun vadeli tahminlerin pek mümkün olmadığını gösteriyor olabilir.

Bitirirken...

Toplumsal bellek çalışmalarının özellikle Türkiye gibi gündemin çok dinamik olduğu bir toplumda yapılmış olması önemlidir. Toplumsal olayları nasıl hatırladığımızın, hem kimlik - aidiyet gibi bireysel alanlarda hem de toplumsal düzlemdeki tutum ve kararlarımızda etkili olabileceği göz önüne alındığında, daha kapsamlı ve temsilî örneklemlerle araştırmanın yaygınlaştırılması gerektiğini düşünüyoruz. Son olarak vurgulamak gerekir ki, araştırma verileri Kasım 2016 - Ocak 2017 arasında toplandı, dolayısıyla bulgular o zamanın şartları göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir. Ayrıca önümüzdeki günlerde araştırmayı tekrarlayarak, karşılaştırmalı bulgularla, geçtiğimiz yılın toplumsal hafızamızdaki etkisini görmeyi amaçlıyoruz. Şimdilik varolan bulguları, ayrıntıları ile araştırmanın daha kapsamlı olarak anlatıldığı siteden alabilirsiniz.