14 Kasım 1914. Ayastefanos'taki Rus Abidesinin Yıkılışı. Türk sinemasını başlatan olay bir Türk subayı olan Fuat Uzkınay'ın bir askeri yıkım emrinin yerine getirilişini kayda alması oldu. Sene 2014 Türk Sineması 100 Yaşında. Bu vesile ile Türk sinemasında akımlar, dönemle ve çeşitli yıllarda yapılan sıralamalardan sonra günümüzde en iyileri de bulmanın zamanı geldi.
Dönemler:
Tarih 1896-1914: Bu dönemde Pathe ve Lumiere şirketlerinin Osmanlı topraklarında çeşitli şehirleri ve halkın günlük hayatım kayda almışlığı var. Hatta bu dönemde İstanbul'da yapılan bir kamera hareketi dünya sinemasındaki ilk hareketli kamera kullanımı sayılıyor. Sinema salonları da bu dönemde kurulmaktadır. 16 Aralık 1896 tarihinde Pera'da (Beyoğlu) Sponeck birahanesinde tarihi sinema gösterimi yapılır. Gösterimi yapan Sigmund Weinberg Türk sinemasında çalışacak olan subay kökenli sinemacıları da yetiştirir. Tren Garına Giriş kısa filmi Paris'te uyandırdığı heyecanı İstanbul'da da yaratır. 1908 yılında Sigmund Weinberg tarafından İstanbul'un ilk yerleşik ve sürekli sineması Tepebaşı'nda, Cinema Pathe adıyla açılır. Bu dönemde Balkanlarda Manaki Kardeşler de film çekmektedir. 1911 yılında V Mehmet Reşat'ın resmi Selanik ziyareti filme alanlar Manakiler'dir. Aslında Osmanlı tebası olan Yanaki ve Milton Manaki kardeşlerin ürettiği filmler günümüz Türk sinemasının da başlangıcında yer alması gereken eserlerdir. Belki de üretim yapanların etnik (Kürt, Arap, Hemşin) kimlik çeşitliliğine bakarak bir Türkiye sinemasından da bahsetmemiz mümkün.
İlk Filmler 1914-1922
Cumhuriyet öncesi dönemde ilk filmyapanlar ortaya çıkıyor. Bunlar uzun metraj konulu dramatik filmler. Casus, Pençe gibi Sedat Simavi'nin ürettiği filmlerdir. Fuat Uzkınay da uzun metraj konulu film çeker: Leblebici Horhor ve Himmet Ağanın İzdivacı çekimleri yarıda kalır ve geç gösterime girerler. Türk sinema tarihinin sansüre uğrayan ilk filmi ise, Mürebbiye'dir. Sansür nedeni, "Bir Fransız kızının, bu şekilde ahlaksızca gösterilemeyeceği, Anjel'in şahsında Fransızların küçük düşürülmesi" olarak verilecektir.
Tek Adam Devri
Muhsin Ertuğrul 1923-1946: Almanya'da, Rusya'da ve İngiltere'de film çeken, tiyatronun ve sinemanın kurucularından olan Muhsin Ertuğrul Türk sinemasında neredeyse 20 yıl boyunca tek adam olur. O ilklerin adamıdır. İlk sesli film yapımı olan İstanbul Sokakları'nı ve ilk renkli film olan Halıcı Kız'ı çeker. Kendisine ait tiyatro kumpanyası vardır. Hem tiyatro oyunlarım sahneye koyar hem de film çeker. Aysel Bataklı Damın Kızı unutulmazlar arasına girer. Bu dönemde İpekçi kardeşlerin kurduğu İpek film ilk yapım şirketlerindendir. Kendi stüdyoları ve sinema salonları vardır. Onlarla birlikte film üreten yapım Kemal Film Ha-Ka Film gibi şirketler de açılmaya başlar. Ayrıca bu dönemde ilk kez kadın oyuncular kamera karşısına geçti ve 1939 yılında çıkarılan 'Filmlerin ve Film Senaryolarının Kontrolüne Dair Nizamname' sayesinde devletin sinemaya yasal düzeyde ilk müdahalesi (çekim öncesi senaryo aşamasında sansür) gerçekleşti
Geçiş Dönemi 1947-1961
Bu dönemin önde gelen sinemacılarının çoğunun özelliği, eğitimlerini yurtdışında yapan, bu sırada sinema konusunda çalışma fırsatı bulan insanlar olmalarıydı. Şadan Kamil, Turgut Demirağ, Baha Gelenbevi ve Faruk Kenç bu dönemin önemli yönetmenleridir. Özellikle Turgut Demirağ Amerikan usulü sinema tekniklerim Tük sinemasına getiren yönetmendir. Bu dönemde İkinci Dünya Savaşı nedeniyle iç pazarda Amerikan ve özellikle Mısır filmlerinin artışına yol açtı. Bu filmlere vergiyi artıran ve Türk filmlerine de vergiyi düşüren belediye vergi yasası 1948 itibariyle üretilen Türk film sayısının artmasına neden olur. Yeni yönetmenler gelir: Şakir Sırmalı; Çetin Karamanbey, Aydın Arakon, Orhon Murat Arıburnu. Geçiş dönemi denen bu yıllarda film üretimi çeşitlenir. Yönetmen sayısı artar. Film dili kurulur. Lütfi Akad, Osman Seden, Metin Erksan bu dönemde film yapmaya başlarlar.
Toplumsal Gerçekçilik 1961-1971
27 Mayıs devrimakabinde getirtilen anayasanın getirdiği özgürlüklerle değişik sınıfsal sorunlar gerçekçi olarak sinemaya aktarılır. Gurbet Kuşları ile Halit Refiğ, Susuz Yaz ve Yılanların öcü ile Metin Erksan, Lütfi Akad, Mehduh Ün, Ertem Göreç ve Duygu Sağıroğlu 1960'lann ortasına kadar toplumsal gerçekçi filmler yapar. Piyasanın artık senede 100 film ürettiği bu yıllarda her tür film üretilir.
Siyasal Sinema 1971-1980
1970'lerin ortasında sinema duraklar. Erotik film üretiminde artış olur. TRT'nin kurulması ile sokak çatışmalarından uzak kalmak isteyen seyirciler evlerine sığınır. Yılmaz Güney bu dönemde yıldız oyunculuktan siyasal yönetmeliğe geçiş yapar. Umut, Arkadaş, Sürü 1970'lerin siyasal sinemasına damgasını vurur.
Sanatla Direnen Sinema 1981-1990
12 Eylül darbesisonrası baskının olduğu bu döneme Yılmaz Güney son iki eseriyle Türkiye sinemasını dünyaya duyurur. Güney sürgünde ölmeden önce Yol filmiyle Cannes film festivalinde Altın Palmiye kazanır. Darbeye karşı Şerif Gören ve Zeki Ökten siyasal filmler yaparlar. Ömer Kavur Anayurt Oteli ile ayrıcalıklı bir sinema dili geliştirir.
Türk Sinemasının Ölümü 1990-1997:
Video dükkanları ve televizyon Türk sinemasını bitirir. Amerikan filmleri milyonlarca seyirci bulur. Bu sürede sinema okullarından yetişen reklam filmi çeken yönetmenler kendi sermayeleri ile film yapmaya başlar. Yavuz Turgul Eşkıya filmi ile seyirci Türk sinemasına döner. Avrupa birliği sinema destek programı olan EURIMAGES ile ortaklık antlaşması imzalanır. Devlet sinemaya sansürü kaldırır ve maddi destek vermeye başlar.
Yeni Sinemaları997-: Türk sineması hem seyirci bulur hem ödüller alır. Yeni Sinema Hareketleri başlar. Yerli televizyon dizisi sektörü Türk sinemasını teknik, sermaye ve estetik olarak beslemeye başlar. Sanat ve popüler sinemaları seyirci bulur. AVM'lerde multiplex sinemalar kurulur. Yıllık 50 milyon seyirci ve 500 milyon TL gişe hasılatı oluşur. Nuri Bilge Ceylan ve Zeki Demirkubuz sanat çevrelerinde bilinen yönetmenler olurlar. Kış Uykusu, Cannes Film Festivali'nde Altın Palmiyeyi tek başına alan ilk Türk filmi olur.
Türk sineması bu sürede 7000'e yakın film üretir. Tüm bunların sansürün olduğu, devlet desteğinin ve sermayenin olmadığı, telif haklarının korunmadığı ve daha başka sorunların olduğu bir ortamda gerçekleşebilmesi bile bir mucizedir, önümüzdeki nice 100 yıllar Türk sineması ile olsun.
100 Yılın En İyi 50 Filmi
•Bataklı Damın Kızı Aysel (Muhsin Ertuğrul, 1934)
•Kanun Namına (Lütfi Akad, 1950) •Düşman Yolları Kesti (Osman F. Seden, 1959) •Üç Arkadaş (Memduh Ün, 1959) •Susuz Yaz (Metin Erksan, 1963) •Gurbet Kuşları (Halit Refiğ, 1965) •Sevmek Zamanı (Metin Erksan, 1965) •Vesikalı Yarim (Lütfi Akad, 1968) •Kuyu {Metin Erksan, 1969) •Umut (Yılmaz Güney, 1970) •Selvi Boylum Al Yazmalım (Atıf Yılmaz, 1978) •Sürü (Zeki Ökten, 1978) •Bereketli Topraklar Üzerinde (Erden Kı rai, 1979) •Yol (Şerif Gören, 1981) •Hakkari'de Bir Mevsim (Enden Kıral, 1982) •Adı Vasfiye (Atıf Yılmaz, 1985) •Ses (Zeki Ökten, 1986) •Anayurt Oteli (Ömer Kavur, 1986) •Muhsin Bey (Yavuz Turgul, 1986) •Uçurtmayı Vurmasınlar (Tunç Başaran, 1987) •Camdan Kalp (Fehmi Yaşar, 1990) •Hamam (Ferzan Özapetek, 1996) •Eşkıya (Yavuz Turgul, 1997) •Ağır Roman (Mustafa Altıoklar, 1998) •Masumiyet (Zeki Demirkubuz 1997) •Gemide (Serdar Akar, 1999) •Hiçbiryerde (Tayfun Pirselimoğlu, 2002) •Uzak (Nuri Bilge Ceylan, 2002) •Duvara Karşı (Fatih Akın, 2004) •Karpuz Kabuğundan Gemiler Yapmak (Ahmet Uluçay, 2004) •Babam ve Oğlum (Çağan Irmak, 2005) •İki Genç Kız (Kutluğ Ataman, 2005) •Beş Vakit (Reha Erem, 2006) •Kader (Zeki Demirkubuz, 2006) •Takva (Özer Kızı İtan, 2006) •Hacivat Karagöz Neden Öldürüldü (Ezel Akay, 2006) •Mutluluk (Abdullah Oğuz, 2007) •Yaşamın Kıyısında (Fatih Akın, 2007) -Nokta (Derviş Zaim, 2008) •Sonbahar (Özcan Alper, 2008) •Tatil Kitabı (Seyfi Teoman, 2008) •Vicdan (Erden Kıral, 2008) •Nefes (Levent Semerci, 2009) •Bal (Semih Kaplanoğlu, 2010) •Kaybedenler Kulübü (Tolga Örnek, 2011) •Nar (Ümit Ünal, 2011) •Lal Gece (Reis Çelik, 2012) •Kelebeğin Rüyası (Yılmaz Erdoğan, 2013) •Sen Aydınlatırsın Geceyi (Onur Ünlü, 2013) •Kış Uykusu (Nuri Bilge Ceylan, 2014)