Karaca ve Uygur’un Tanıttığı Karakol İlk kez Muammer Karaca’nm 1955’te Cibali Karakolu ismiyle sahnelenen tiyatro oyunu karakolun tüm Türkiye’de tanınmasını sağladı. Cibali Karakolu Nejat Uygur’un yorumuyla yeniden seyirci karşısına çıktı. Eser, Cibali semtindeki insanlarla semt karakolundaki polislerin yakın ilişkisini anlatıyordu.
- BUNUN BABASI SOKAKTAN GEÇERKEN BUTUN ESNAF KAPIYA DİKİLİRDİ.
- NEDEN, ÇOK ÖNEMLİ BİRİSİ MİYDİ Kİ BABASI?
- YOK, SAĞDAN SOLDAN BİR ŞEY ÇALMASIN DİYE.
- SEN KİMSİN, NE DOLANIP DURUYORSUN ORTALARDA?
- BEN DOLANIRIM, BEN BU TİYATRONUN SAHİBİNİN OĞLUYUM.
- BİZ KIZI MIYIZ?
Cibali semti için bir simge olan semtle aynı adı taşıyan Muammer Karaca’nın oyunu Cibali Karakolu, Türk tiyatrosunun ilk politik taşlaması sayılıyor.
Ilık bir yaz sabahı ya da karlı bir kış akşamı; hiç fark etmez. Haliç’in kıyısında yürürken attığınız adımlar size aittir ait olmasına ama; yürürken tarihin de size eşlik ettiğinin bilincindesinizdir. Çünkü bu bölgede dolaşırken aklınızdan geçenler, bir şekilde tarihin kendi izindeki hikayelerle sizi kuşatır.
Bu his kendini Cibali’de dolaşırken de gösterir. Cibali küçük bir semt olmasına rağmen kökleri çok eskilere uzanan tarihi yapılarıyla İstanbul’un en özgün semtlerinden biri sayılır. Yine Cibali’nin sembolü haline gelen Kadir Has Üniversitesi’nin hemen bitişiğindeki Cibali Karakolu da aynı hissi uyandırır.
KIVAMINDA GÜLDÜRÜ YAPILDI
Halen metruk durumdaki Cibali Karakolu’nun tanınmasında en büyük etken Muammer Karaca’nın 1955’te ‘Cibali Karakolu’ ismiyle sahnelediği tiyatro oyunudur. Aynı zamanda ilk politik taşlama sayılan oyun; Muammer Karaca, Gülriz Sururi ve Adile Naşit’i biraraya getiren dönemin en beğenilen eserleri arasında yer alıyor.
O dönemi yaşayanların Muammer Karaca’nın oyunculuğuyla estirdiği fırtınayı unutamadıkları oyun, güldürüyü kıvamında kullanması ve dengeli diyaloglarıyla öne çıkıyor.
Nejat Uygur’un yorumuyla daha sonraki yıllarda yeniden seyirci karşısına çıkan Cibali Karakolu, sahnelendiği her dönem izlenme rekorları kırmış. Cibali semtindeki insanlarla semt karakolundaki polislerin yakın ilişkisinden ilham alarak yazılmış olan oyun, 4 bin kez ‘perde’ demekle kalmamış, Hulki Saner'in yönetmenliğinde 1966’da sinemaya da uyarlanmış.
Cibali Karakolu’nu konuştuğumuz ünlü edebiyatçı Selim İleri,
1950’lerin sonunda seyrettiği oyunla ilgili şunları söylüyor: “Başta Muammer Karaca, Adile Naşit ve Gülriz Sururi’nin olağanüstü oyunculukları hafızamda derin iz bırakmıştır. Sıradan bir vodvil havasında başlayan oyun gitgide bir siyasal taşlamaya dönüşür. O devrin sert havası içinde yabana atılmayacak bir cesareti vardır. Sanıyorum ki, birkaç kuşağı bu eser tiyatroyu sevdirenler arasındadır.”