Ürün Tasarlanırken, Kullanım Süresi Bittiğinde Ne Olacağı da Tasarlanmalı

Ürün Tasarlanırken, Kullanım Süresi Bittiğinde Ne Olacağı da Tasarlanmalı

Elektronik atık malzeme kullanarak Kadir Has Üniversitesi Bilgisayar Laboratuvarları için elektronik harflerle isimlik/yönlendirme tasarımı yaptı. Üniversitelin, çağdaş yaşamın temel unsurlarından doğayı koruma ve geri dönüşümü destekleme kampanyasına bir yenisini de ‘Artık’ Geri Dönüştür! faaliyetiyle ekleyerek, Cibali Kampüsü’ne yeni geri dönüşüm üniteleri koydu. Elektronik harfler ve kağıt, plastik, metal ürünleri geri dönüşüme katmak için kampüsün 15 farklı noktasına yerleştirdiği ünitelerin hikayelerini tasarımcısının kaleminden okuyacaksınız.

Ürün tasarımı, çıktısının bir nesne olmasından dolayı belki de kimyadan sonra diğer alanlara göre çevre ile en ilintili uğraştır. Her işin doğaya karşı sorumluluk taşıdığına inanan bir ürün tasarımcısı olarak, bu yazımda tasarımın çevre bilinci ile ilişkisine dair yaklaşımımı paylaşacağım.

Bir ürün tasarlarken pek çok parametrenin yanında, bu ürünün günün birinde kullanım süresi bittiğinde ne olacağım da tasarlamanız gerekli. Tasarımı her ne kadar övgü alsa da günün sonunda bu ürün, kurtulunması gereken bir nesneye dönüşüyorsa tasarınım başarısı bana göre tartışılır.

2008 yılında Shoe Art İstanbul ismi ile çeşitli noktalarda sergilenen dev ayakkabıların çoğunun sonları belirsiz bir şekilde geçen yıl hala bir depoda tutulduğunu öğrendiğimde oldukça üzülmüştüm.

Ürün tasannu; tasarlanan ürünün hangi malzemeden ve hangi üretim tekniği ile üretileceğinden, üretilecek malzemenin temininin veya ürünün üretim tekniğinin işçilerin sağlığına ve çevreye zarar verip vermemesine, bu ürünün kullanıcıya ulaşana kadarki sürecin verimliliğine, ürünün kullanım sırasında zararlı atık çıkartmayan ya da çevreye zarar vermeden kullanılabilecek ve kullanıcıyı da bu konuda doğru bilgilendirerek bu ürün ile doğaya zarar vermesini engellemeye uzanan her aşamasında çevre bilincinin işin içinde olması gereken bir süreçtir.

Son aşama olarak kullanım süresi bittiğinde ürünün doğaya ne şekilde geri dönüşeceği tanımlanarak bu döngü tamamlanır.

YASEMİN ARTUT KİMDİR?

1998, Hacettepe Üniversitesi Kimya Mühendisliği Bölümü mezunu. İstanbul Bilgi Üniversitesinde Tasarım Kültürü ve Yönetimi Sertifika Programı'na katıldı, İstanbul Teknik Üniversitesi Endüstri Tasarımı Bölümünde Yüksek Lisans yapıyor, 2001 -2008, Ohemorbis’de Ürün Müdürü olarak çalıştı, Kale Tasarım Merkezi'nde bir yıl koordinatörlük görevini üstlendi, 2009'dan buyana dek kendi tasarım- danışmanlık şirketinde endüstri tasarımı ve tasarım yöneticisi olarak çalışıyor.

 

ATIKLAR ÇÖP DEĞİLDİR

İlk ürünümü, 2004 yılında tasarladım ve prototipim ürettim. 2009 yılında kendi tasarım stüdyomu kurduktan sonra tasarımında revizyon yaparak üretim çözümlerim tamamladım ve kullanıma hazır bir ürün olarak pazara sundum. Aslında bahsettiğim ürünüm Greenbin’e aşina olabilirsiniz.

Greenbin, Kadir Has Üniversitesi koridorlarında karşılaştığınız ve geri dönüştürülebilir atıklarınızı toplayan ve kaynağında ayrıştırılması görevini üstlenen geri dönüşüm ünitesidir.

Bu ürünü tasarlarken atıkların çöp olarak nitelendirmenin doğru olmadığını ve yapacağım ürünün de bu farkı yansıtması gerektiğini düşündüm. Greenbin tasarımının beslendiği ana fikir de zaten bu düşünce oldu.

İlk olarak atıkları tanımladım. “Atıklar çöp değildir” ana fikrinden yola çıkarak ve günümüz alışkanlıklarını inceleyerek yaptığım “artık atık ya da çöpleri çöp torbalarında topluyoruz” varsayımı sonucu, bu ürünün bir çöp kutusu olması yerine atıkların toplanacağı torbalar için bir çöp askısı olmasına karar verdim.

Bu ana fikir doğrultusunda ikinci adım, tasarıma bir form vermekti, îyi bir tasarım bana göre hafif bir tasanındır. Görsel olarak gözü, kullanım açısından kullanıcıyı yormayan, fazlalıkları azaltılmış bir tasarım benim için başarılıdır. Form arayışımda bu bakışım bana yol gösterdi. Çalışmalarım sonunda ürünüm arka ve yan duvarları olmayan, torbaların üzerine asılabildiği estetik olarak da yumuşak bir şekle kavuştu.

■ EN ÇEVRECİ, METAL OLANI

Geri dönüşüm konusunda metal malzemenin çok iyi bir ürün olduğunu düşünüyorum. Defalarca ve nerede ise tamamına yakın bir miktarı geri dönüştürülerek yeniden ve yeniden kullanılabiliyor. Bütün bu sebepler Greenbin’ in neden metal malzemeden yapıldığını açıklıyor.

Üretim metodunda ise malzeme kullanımında en az fire vermesi, mümkün olan en az ve zararsız işlem ile üretilmesi konuları benim için önemli idi. Greenbin üretilirken piyasadaki tüm çöp ve atık kutularından farklı olarak metal objelerin üretiminde sıklıkla kullanılan bir üretim yöntemi olan kaynak işlemi hiç kullanılmıyor.

Kaynak işleminden dolayı oluşan ve sağlığı olumsuz etkileyen kaynak dumanı oluşturmuyor, kaynak gürültüsü yaratmıyor ve ışın yaynııyor dolayısı ile işçilerin sağlığını olumsuz etkilemiyor, ayrıca bu sayede daha az enerji tüketiyor. Tasarımının beğeniliyor olmasının beni mutlu etmesinin yanında kimse bilmese de bu küçük detaylar beni mutlu ediyor.

Geri dönüşüm konusunda tasarımını yakın bir zamanda tamamladığım başka bir çalışmamdan da bahsetmek isterim.

Cibali Kampüsü’ndeki bilgisayar laboratuvarlarının isimliklerinin değişiminde; elektronik atık konusuna eğilmem, bu konuda farkındalık yaratma istemem, elektronik atıkların görsel olarak ne kadar ilginç ve estetik olduklarını düşünmemle ortaya çıktı ve ‘elektronik harfler’ fikrim doğuverdi.

ELEKTRONİK ATIK ÖZEL İLGİ İSTER ■

E-harfleri; topladığım ve üniversitenin topladığı elektronik atıkları elle çalışarak; bunları metal malzemeden kesilen isimlik formu üzerine uygun biçimde şekillendirerek sabitleme ve yöntemi kullanarak her biri birbirinden farklı tasarıma sahip olacak şekilde oluşturdum.

Elektronik atıkların geri dönüşümü özel ilgi isteyen, pek çok türün toplanması aşamasında dikkat gerektiren, geri dönüşümü sonrasındaki çıktıları çok değerli, yanlış ve bilinçsizce çevreye bırakıldığında ise doğaya oldukça zararı dokunabilen bir atık türü.

Teknolojinin hızına paralel olarak e-atık miktarı da büyüyor. Kullanıcı her ne kadar çevre bilinci taşısa da aldığı ürün buna izin vermiyorsa kendi yapabileceklerinin sınırında takılıp kalıyor.

Teknolojiye karşı değilim fakat haftada iki pil bitiren bir Apple ürünü olan Magic Mouse’a karşıyım. Tasarlarken, kullanırken ve atarken her zaman dikkatli olmamız gerekiyor. Tasanınım beğendiğim Magic Mouse’umu şarj edilebilen piller ile kullanmaya başladığımdan beri kendimi çok daha iyi hissediyorum.

Bir ürünün yaşam döngüsü boyunca çevreye karşı toplam ne kadar suç işleyeceğini, aslında ürünün oluşumunda tasarımcının verdiği kararlar ile önceden tanımlandığını düşünüyorum. Bu noktada tasarımcının işin başında eğitim aşamasında bu konuda alacağı dersler ile kendini yetiştirmesi çok önem kazanıyor. Her ürünün doğanın kaynaklarını kullanarak üretildiğini unutmayalım.