Belki de, Fransız İmparatoru Napolyon Bonapart bu yüzyılda yaşasa idi her işin başının para değil e-para olacağını söyler; İsveçli pop müzik grubu Abba da 36 yıl önce çıkardığı albümünün unutulmaz parçasına ‘para para para’ değil ‘e-para e-para e-para’ adını verirdi.
Bugün, hızlı teknolojik gelişmelerin etkisiyle para ve bankacılık tarihinde çok önemli değişikliklerin yaşandığı dönüm noktalarından birinde bulunuyoruz. Gelecekte yapısal değişikliklere yol açabilecek bu önemli değişimlerin temelinde elektronik paranın kullanımı ve elektronik finansın yaygınlaşması yatıyor.
Elektronik para (e-para) için aslında genel olarak kabul görmüş bir tanım bulmak çok zor. En önemli kavram kargaşası da dijital nakit ile e-para ayrımında bulunuyor. Fakat e-paranın dijital nakitli de kapsadığı ve dijital nakitin atası olduğu düşünülürse bu kargaşadan kurtulmuş oluruz.
Çok genel, fakat anlaşılır olduğunu düşündüğüm bir tanım ile e- para; parasal değerin teknolojik bir araç kullanımı yoluyla, elektronik olarak depolanması ve yer değiştirmesi şeklinde ifade edilebilir. E- para; nakit ve kağıt olarak elimizde bulundurmadığımız elektronik kanalla yapılan bütün ödeme enstrümanlarım içinde barındırıyor. Yani; dijital nakit, kağıt ve bozuk paranın yerine kullanılabilecek e-para ya da küçük ölçekli işlemlerde kullanılabilecek e-para türü.
Tanımı biraz daha açarak devam edersek; e-para, kişide bulunan elektronik bir araca yüklenmiş bir mali değer veya kişisel fonu ifade ediyor. Elektronik araca yüklenmiş olan bu değer, kişi aracı kullandıkça azalır ve yüklenmiş olan değerin bitimi sonucu tekrar değer yüklemesi yapılması gerekir.
KREDİ KARTI DEĞİLDİR
E-para; kredi kartlarından farklı bir özellik taşır. Kullanımı esnasında provizyon ya da herhangi bir sorgulamaya ihtiyaç duyulmaz. Çünkü ödeme yapılabilecek miktar, kullanılan araca daha önceden yüklenmiş olduğundan bu tür bir işleme gerek yoktur. Kartlarda olduğu gibi bir havale işlemi gerçekleşmediğinde, e-para işlemi nakit ödemeye eş değer bir işlemdir.
Bunun sebebi, kullanılan miktarın bir banka hesabında değil kişinin beraberinde bulunmasıdır. Bu sistemden yararlanabilmek için ise kişilerin ilk olarak e-para hizmeti sunan şirketler (Digicash, eCash, eCoin gibi) tarafından geliştirilen özel yazılımlardan birini bilgisayarlarına yüklemeleri ve şirketin bilgisi dahilinde bir bankada hesap açtırmaları gerekiyor.
SERİ NUMARASI VARDIR
Her e-paranın kağıt parada olduğu gibi seri numarası var. Harcama ya da işlemler yapılırken işlemin miktarı kadar seri numaralı e- para, işlemi yapanın bilgisayarından ya da hesabından silinerek karşı tarafın hesabına geçiriliyor. Böylece nakit için elektronik yer değişimi sağlanıyor.
VERGİ KAÇIRMA RİSKİ YÜKSEK
E-para kullanımı, avantajları yarımda önemli riskleri de beraberinde getiriyor:
RİSK 1: G -10 ülkelerinin e-para hakkında hazırlamış olduğu raporlarda en önemli tehlike olarak; vergi kaçırma riskinin yüksek olması gösteriliyor.
RİSK 2: Bunun dışındaki en önemli risk ise, merkez bankalarının uyguladığı para politikalarının e-para kullanımının artmasına bağlı olarak ne gibi değişikliklere uğrayacağı ve etkilerinin ne şekilde olacağıdır. E-paranın ortaya çıkmasıyla ya da dijital para ürünlerinin yayılmasıyla paranın klasik tanımı da değişecek.
RİSK 3: E -paranın merkez bankası dışındaki kurumlar tarafından yaratılması durumda, merkez bankalarının ve banka gözetim ve denetim otoritelerinin politikaları da önemli derecede etkilenecek. Bu durumun yasal altyapısının tam anlamıyla oluşturulması gerekiyor.
RİSK 4: E-paranın yaygınlaşmasıyla, para talebinde meydana gelen azalma parasal tabanı küçültecek ve merkez bankasının menkul kıymetler portföyünü daraltacak.
RİSK 5: E-parada da geleneksel ödeme araçlarına ait riskler devam ediyor. Çalınması ya da yasal olmayan şekilde kullanılması sonucu finansal kayıp riski bulunuyor. Bunun yanı sıra bilgisayar ağlarına yasal olmayan yollardan ulaşılması, virüs bulaşması ve benzeri riskler de olası. Özellikle de çok küçük işletmelerde bunun yapıldığı düşünülürse bu risklerin üstesinden gelmek oldukça zor.