Beyninin Sağı da Solu da Çalışıyorsa Yaratıcısındır

Beyninin Sağı da Solu da Çalışıyorsa Yaratıcısındır

Günümüzde eğitim sisteminin,yaratıcı kişiler yetiştirebilmesi içingeliştirilmesi gerekiyor.Okullardaki mevcut test sistemleri,genellikle sol beyin aktiviteleriniölçüyor ve aşırı düzenliliği teşvikediyor. Oysa böyle bir sistem,sağ beynin çalışmasını zayıflatıyor.Sağ beynin gelişmemesi iseyaratıcılığı engelliyor.

Herkes kendine, çocukluktan itibaren edindiği bilgi, deneyim ve anılardan oluşan bir hazine biriktirir. Gördüğümüz, kokladığımız, dokunduğumuz, yaptığımız ve anımsadığımız herşey; beynin gelişmesine, çalışmasına, üretmesine, tepki vermesine katkı sağlıyor.

Beynin bu çok yüksek hacimli bilgi depolama mekanizmasının ilk sonuçlan, psikoloji-tıp alanında Nobel ödüllü Amerikalı nöro psikiyatr Eric Kandel tarafından 1965 yılında aydınlatıldı. Beyinde kısa sürede bilgi ve anı depolama mevcut snaps’larin (beyin hücresi bağlantısı) güçlenmesiyle gerçekleşirken, uzun süreli bilgi depolamaları ise yeni snaps’larin oluşturulmasını gerektiriyor. Burada esas karan da nöron (sinir hücresi) çekirdeğinin içindeki ‘genler’ veriyor ve gerektiğinde snaps’larin artmasını tetikliyor.

Beynin ilk gelişme dönemlerinde yaratıcılığı geliştirmek için daha fazla gayret göstermek son derece önemli. Çünkü uzmanlaşmış olan bölgelerin gelişimi, belli bir dönemden sonra sona eriyor.

EĞİTİM VE DENEYİM BEYNİ GELİŞTİREBİLİR

Eğitim ve deneyimlerin beynin belirli bölgelerini nasıl etkilediği konusunda birkaç deneysel örnek verilebilir:

Bundan birkaç yıl önce dünyanın çeşitli ülkelerinden 26 müzisyeninin beyni, MR (manyetik rezonans görüntüleme) kullanılarak, aynı yaşta müzisyen olmayan kişilerin beyinleriyle karşılaştırılmış ve müzisyenlerde dili algılama ve konuşma fonksiyonunun bulunduğu ‘broca’ bölgesinde (ses üretimiyle bağlantılı işlevleri yürüten insansı beynin bölgesi) önemli düzeyde gelişme olduğu saptanmış.

Yine bu alanda yapılan bir başka araştırmada, senfoni orkestrasında çalan deneyimli müzisyenlerin görsel, uzamsal becerilerini kullandıkları sağ parietal loblarının (beynin sağında ve solunda olmak üzere iki bölgeden oluşan; sağ-sol ayrımı yapabilmek, algılanan nesnenin yönünü ve yerini saptamak, okuma-yazma- aritmetik yeteneklerimizi barındırmak gibi duyusal uyaran işlevleri olan beyin bölgesi) önemli farklılıklar gösterdiği saptanmış.

Günümüzde, eğitim sisteminin yaratıcı kişiler yetiştirebilmesi için geliştirilmesi gerekiyor. Okullardaki mevcut test sistemleri, genellikle sol beyin aktivitelerini ölçmekte ve aşın düzenliliği teşvik ediyor. Oysa böyle bir sistem, sağ beynin çalışmasını zayıflatıyor.

Zira sol beyni baskın olarak yetişen çocukların, genellikle katı öğrenme, analitik düşünme ve planlama yapma eğilimleri ağır basıyor. Sağ beyni baskın çocukların ise eğitim performansları mükemmel olmamakla birlikte, aşağıdaki özelliklere sahip oldukları gözleniyor.

Bu grupta yer alanlar, sürekli açık uçlu sorularda ve kompozisyon içeren sınavlarda daha başarılı oluyor. Sol beyin kelime seçiminde, bilgi derlemede analitik olup, küçük parçalar üzerinde uzmanlaşıyor. Sağ beyni aktif olanlar ise resmin bütününe bakmayı ve sentez yapmayı başarabiliyor.

RESMİN BÜTÜNÜNE BAKMAYI ÖĞRETEBİLMELİYİZ

Kısacası yaratıcı beyinler geliştirmek için eğitimciler; öğrencilere kalıplaşmış, katı ve kuralcı uygulamalardan ziyade; onları sezgileri ve duyularıyla da karar verebilen, fikirlerini özgürce ortaya koyacakları olanakları yaratmalı ve resmin bütününe bakmayı öğretebilmeli.

Bunun için de öğrenciler, hobi geliştirmeye, dış dünya ile ilişki kurmaya, kendi düşüncelerini özgürce ifade etmeye, sorgulama yapmaya ve farklı ilgi alanlarına yönlendirilerek, beyinlerinin sentezci özelliğini arttırmaları sağlanmalı.

Buna ek olarak; öğrencilerin, etkin konuşma, müzakere gibi faaliyetlere yoğun bir şekilde katılmaları teşvik edilmeli; müzik, tiyatro ve sanat alanlarında kültürel eğitimlerine önem verilmeli ve dünyayı dar bir pencereden gözlemlemek yerine daha geniş açıdan izleyebilmelerine olanak sağlanmalı.

Hızlı bir gelişme evresinde olan genç beyinlerin, yapısal özelliklerini veya yaratıcılık kapasitelerini saptamaya dönük olarak geliştirilen bazı testler bulunuyor. Amerikalı psikolog joy Paul Guilford tarafından 1980’de geliştirilen Guilford Zeka Yapısı Testleri (Structure of Intellect-SOI) hem sözel, hem de görsel alanlardaki düşünce akıcılığını sınıyor.

Bu tür testlerin genç öğrencilere uygulanmasıyla, yaratıcılığa eğilimleri de ortaya çıkmakta ve danışmanları buna paralel eğitim programlarını önerebilmekteler. Bu test, yaratıcı beyinlerin erken yaşlarda doğru yönlendirilmesi açısından çok yararlı oluyor.