Gelecek 10 yıl içinde enformasyon teknolojisinde en büyük etkiyi yapacak gelişmelerden birinin bulut hesaplama (cloud computing) olduğu tahmin ediliyor. Bu yazı ; bulut hesaplamanın ne anlama geldiğini ve bu teknolojinin bize neler getireceğini anlatmaktadır.
Bulut hesaplamanın temel prensibi, kuramların hesaplamalar için yerel bilgisayarlarım kullanmaları yerine, kuramunın dışında dağınık olarak farklı farklı lokasyonlarda bulunan uzaktaki bilgisayarları hesaplama ve depolama merkezi olarak kullanmalarıdır. Hesaplama sonuçlarım ise internet aracılığıyla kurumun bilgisayarına getirmektir.
Burada bulut hesaplama yerine ‘internet hesaplama’ deyimini kullanırsak belki de bu teknolojiyle yapılmak istenen daha iyi anlaşılabilir. Bulut hesaplamada başarılmak istenen, kuramların IT (Enformasyon Teknolojileri) harcamalarında büyük yatırımlar yerine kiralama yöntemini model seçmesi, ihtiyacı kadar hesaplama gücü kullanması, ihtiyaç arttıkça hesaplama gücünü arttırması, ihtiyaç azaldığında ise hesap gücünün azaltılması gibi esneklikler elde etmektir. Belki de bir nevi kuramların IT işlerini out-source (dış kaynak) yapmalarını sağlamaktır.
Böylece her kurumun IT dalında uzmanlaşması yerine kendi uzman olduğu sektörde ilerlemesini sürdürmesi hedeflenir. Örnek olarak bir üniversiteyi seçersek, üniversite enerjisini uzman olduğu eğitime harcayacak, bulut hizmeti sunan firmalar da üniversiteye en iyi ve güvenilir bir şekilde IT hizmeti vermek üzere yoğunlaşacaktır.
KAYNAĞINI ELEKTRİK AĞDAN ALIYOR
Bulut Hesaplama’nın kaynağını şu örnekle anlatabiliriz: Sıradan biri elektrik sistemini, nereden, nasıl ve hangi jeneratörler kullanılarak elektrik üretildiğini bilmeyebilir. Sadece cihazlarını fişe takıp, istediği miktarda elektrik tüketir ve tükettiği miktarda öder.
Tarihsel olarak da örneğin 1900’lü yıllarda her firma kendi içinde elektrik üreten jeneratörleri kullanmıştır. Ta ki bilileri büyük jeneratörlerle uzaklarda elektriği üretip, işyerlerine ağ (grid) ile dağıtma fikrini ortaya atana kadar.
Bugün her kuram binlerce lira harcayarak kendi bilgisayarlarım almakta, bu bilgisayarlara binlerce liraya aldıkları yazılımları yüklemekte ve kullanmaktadır. Acaba bu donanım ve yazılımlar elektrik grid örneğinde olduğu gibi basit bir arayüz ile kuram dışına taşınabilir mi?
Bu yapılabilirse firmalar platform bağımsızlığı kazanmış olacak. Yazılımlar bulut üzerinde Linux ile mi Windows ile mi çalışacak, diye endişemiz olmayacak. Binlerce hra harcadığımız donanımların eskimesi, yetersiz kalması bizim sorunumuz olmaktan çıkacak. Yazılımların güncellenmesi, dataların yedeklenmesi gibi işler de bizim sorunumuz değil, bu dalda uzmanlaşmış bulut hizmeti verenlerin sorumluluğunda olacak.
ZATEN BULUT KULLANIYORUZ
Belki de bulut hesaplamayı anlatmanın en güzel örneği olarak, hepimizin kendi işimiz dışında sahip olduğu gmail, yahoo-mail gibi e-posta adreslerimiz ve bunlardan aldığımız hizmetleri gösterebiliriz. Gmail ya da yahoo bizim için çok önemli olan e-postalarımızı yönetmekte ve depolamaktadır.
Hesabımıza internetin olduğu her yerde ulaşabilmekteyiz. Gmail hesaplarımızın hangi bilgisayarda ve bu bilgisayarların da New York, İstanbul veya Bombay’da olup olmadığını merak etmiyoruz. Ya da e-posta hizmetini güncel tutabilmek için yapılan, yedekleme, spam filtre koyma, yazılımları yenileme gibi işlerin haberimiz olmadan google veya yahoo tarafından sağlanması bizim için bir rahatlık.
Bu tür yönleriyle bakıldığında facebook, twitter gibi uygulamalar da bulut hesaplamadan sayılabilir. Bankaya paramızı yatırırken güvendiğimiz gibi bu firmalara da kişisel bilgilerimizi verirken güveniyoruz.
GELİŞİM BULUTUN ARKASINDA
Bulut Hesaplama teknolojisini günümüze getirebilmek için arka planda yatan binlerce teknolojiden bahsedebiliriz. Örneğin, telekomünikasyon ve network alanında yaşanan gelişmelerin uzağı yakınlaştırması, internet ortamı için geliştirilen HTML ve XML gibi standartlar, hızlı işlemciler, hızlı hard diskler, cihazları akıllı yapan milyonlarca satırlık programlar saymakla bitmez.
Ancak burada Bulut Hesaplama’ya benzemesi ve bulutun bu teknolojilerin getirdiği yenilikleri kullanması nedeniyle bahsetmeden geçemeyeceğimiz iki teknoloji ise grid hesaplama ve utility hesaplama teknolojileridir. Grid hesaplama yöntemi tek bir bilgisayar yerine çok sayıda küçük bilgisayarın işlem gücünün kullanılması demektir.
Bir başka deyişle, bir problemi çözmek için çok güçlü tek bir bilgisayar kullanmak yerine, küçük küçük yüzlerce bilgisayarı kullanarak problemi daha hızlı bir şekilde çözme mantığına dayanıyor, ihtiyaç duyulan işlem gücü birden fazla bilgisayardan karşılanıyor. Bulut Hesaplama’daki bir diğer önemli teknoloji utility hesaplama yöntemi ise kullanıcının almış olduğu hesaplama hizmetlerinin ölçülmesi mantığına dayanıyor.
Bulut Hesaplama hizmetlerini sunan şirketlerden donanım, yazılım uygulamaları kiralayarak kullanıyor ve kullandığınız disk kapasitesine ve işlem hacmine göre ödeme yapıyorsunuz. Bulut Hesaplama bu teknolojleri kullanmakta ve kendi yeni kavramlarını geliştirerek büyümektedir. Bulut teknolojisini insan ömrüne benzetirsek herhalde yürümeye başlayan bir çocuk olarak görebiliriz. Bu çocuk kendi kavram ve teknolojilerini geliştirerek büyüyecek.
GERÇEK BULUT GİBİ İKİ KATMANLI
Bulut teknolojisi ön ve arka olmak üzere iki katmandan oluşur. On katman kullanıcının bilgisayarında çalışan bir arayüzden oluşmaktadır; bunu da genelde web browser (web tarayıcı) olarak düşünebiliriz. Bu arayüz programını çalıştırmak için güçlü bir bilgisayara ihtiyacımız yoktur; laptop ve desktoplarımız yeterli olacaktır.
Arka planda çalışan arka katman ise uzakta bir yerde büyük bilgisayarların olduğu data merkezlerinde bulunmaktadır. Burada ihtiyacımız olan donanım, yazılım ve bellekler yeterince ve esnek bir şekilde mevcuttur. Bu arka katman için yapılması gereken her türlü donamm, yazılım güncellenmesi, yenilenmesi, genişletilmesi gibi hizmetler arka katmanı ilgilendirmektedir. Bunları kullanıcı olarak bizim yapmamıza gerek yoktur. Ön katmam kullanarak, internet üzerinden arka katmanla hesaplama sonuçlarını her yerde ve istediğimiz herkesle paylaşma imkânımız olmaktadır.
BULUT HESAPLAMA HİZMETİ VERİYORLAR
Bilgisayar sistemleri donanım, yazılım ve bellekler gibi alt sistemlerden oluşmaktadır. Bu üç anadal üzerinde yoğunlaşan bulut hizmetleri sağlayan çeşitli firmalar bulunmaktadır. Bazı firmalar sadece donanım ve altyapı imkânı sağlamaktadır. Buna örnek olarak Amazon EC2 servisini gösterebiliriz.
Bulut hizmeti sunan bazı firmalar ise servis olarak yazılım yani SAAS (Software as Service) imkanları sunarlar. Bazı müşteriler yazılım satın alma modelinden vazgeçerek, yazılımı ihtiyaçları ölçeğinde kiralama modeline geçmektedirler. Buna çok başarılı bir örnek olarak salesforce.com’u gösterebiliriz. Satış elemanları için geliştirdiği yazılım sadece web’de kiralama yöntemiyle kullanılmakta, kendileri yazılımın her türlü güncellemesini yapmaktadırlar.
Bulut depolama hizmeti kullanıcıların depolama işlerini de kolaylaştırıyor. Saklanan dosyaları başkalarıyla kolayca paylaşabilirle kolaylığı sağlıyor. Buna örnek olarak Dropbox ve Microsoft Skyedrive’ı söyleyebiliriz. Bu uygulamalar basit bir mouse hareketi ile dosya taşıma ve bunlara istediğimiz yerde ulaşma kolaylığı sağlıyor. “USB’mi unuttum”, “ hard diskim bozuldu” gibi istenmeyen sorunları ortadan kaldırmak için çok iyi bir çözüm. Ayrıca 25GB altında depolama yapmak isteyen herkese bedava.
Belki de bu servislerin hepsini bir bütün olarak kullanıcıya sunmaya çalışan Microsoft Azure ve Google App Engine en kapsamlı servisler. Bu servisler Bulut Hesaplama için program geliştirme platformu sunuyor.
Sonuç olarak bulut hesaplama teknolojisi çok yeni bir teknolojidir ve bazı endişeleri birlikte getirmektedir. Diğer taraftan bu teknolojinin geleceğin sistemi olma yönünde ilerlediğini söyleyebiliriz.
Elbette ki bu tür sistemlere tümden geçiş çok hızlı olmayacaktır. Ancak Bulut Hesaplama’nın sunduğu olanaklar, bilgiye her yerde, her platformda ve en önemlisi maliyeti düşük bir şekilde ulaşılması firmalarının gelecekteki tercihi olacaktır.
BULUTTAKİ ENDİŞE VERİCİ KASVET
Bulut Hesaplama yöntemleri gelecek için büyük İmkânlar vaad ediyor. Bu teknolojinin yaygınlaşacağı konusunda hemen hemen herkes hemfikir, Fakat bunu güçlendirmek için sistem kurulumunun bazı endişelere cevap vermesi gerekiyor.
1. Endişe: Benim ve müşterilerim için hayati önem taşıyan verilerimin güvenliğinden emin olabilir miyim?
2. Endişe: Nasıl ki cep telefonu hizmeti sunan firmalar arasında telefon numaramı taşıyabiliyorum, Bulut hizmetlerini de taşıyabilecek miyim? Yoksa fiyatı her zaman arttıran bir firmaya mahkum mu olacağım?
3. Endişe: Servis kesintileri ne olacak? Internet yok ise firmanın tüm hizmetleri durma noktasına gelebilir, bazı sektörlerde yasal engellere takılabilir.