İnternet Çağında Kişisel Verilerin Korunması

İnternet Çağında Kişisel Verilerin Korunması

2016, Türkiye’de, “Kişisel Verilerin Korunması” konusu açısından bir dönüm noktası oldu. Uzun yıllar sürüncemede kaldıktan sonra, nihayet özel bir kanun çıktı ve Kişisel Verileri Koruma Kurumu kurulmasına karar verildi. O günden bu yana, kanunun nasıl yorumlanması gerektiği, mevzuatın ne tür yeni yükümlülükler getireceği özellikle özel sektörde faaliyet gösteren firmalar ve onları doğru yönlendirme sorumluluğu bulunan avukatları açısından önemli bir mesele haline geldi. Bu alandaki belirsizliklerin daha çok bilişim hukuku odaklı olduğu düşüncesi ile 6 Aralık 2016’da üniversitemiz Hukuk Fakültesi bünyesinde “İnternet ve Kişisel Verilerin Korunması Hukuku Sempozyumu” düzenlendi. Bu yazı vesilesiyle bu güzel organizasyonun gerçekleşmesi için büyük bir özveri ile çalışan öğrencilerimiz Deniz Nalbant, Deniz Çetinkaya, Aylin İrem Oral, Berkay Akbaş ve Mertcan Yılmaz’a teşekkür ederiz.

Konuyu bilişim hukuku odaklı olarak incelemek sadece bir ihtiyaca cevap vermek açısından değil, kişisel verilerin korunması meselesinin tarihsel gelişimine bakıldığında da doğru tercih olmaktadır. 1970'li yıllardan itibaren Batılı ülkelerde bu alanda özel bir mevzuata gerek duyulması da, son dönemde Avrupa Birliği mevzuatında meydana gelen geniş kapsamlı değişiklikler de bilgi ve iletişim teknolojileri alanında yaşanan değişim ve dönüşüm sürecinde doğan gelişmelere mevcut hukuki düzenlemelerin yetersiz kalmalarından kaynaklanmıştır. Örneğin, son yıllarda veri temelli ekonomik iş modellerinin yaygınlaştığını hepimiz biliyoruz. Bu iş modelleri çoğunlukla bilgi iletişim teknolojileri kullanmak suretiyle faaliyette bulunmaktadır. Bu kapsamda toplanan veriler, çoklukla dijital olarak muhafaza edilmekte ve işlenmektedir. Bu durum, idari kurumlar, özel işletmeler ve bireyler açısından kişisel verilerin gizliliğinin korunmasına ilişkin ciddi sorumluluklar getirmektedir. Dolayısıyla kişisel verilerin korunması konusu bilgi ve iletişim teknolojileriyle iç içe geçmiş durumdadır. Sempozyum günü boyunca üç farklı panelde konuşmacılarımız, bu kanunun iş hayatındaki muhtemel uygulamalarına ve bu uygulamalar ile bağlantılı olarak özel yaşamımıza ilişkin getireceği yükümlülükleri ve yenilikleri değerlendirdiler. Konu, ağırlıklı olarak akademisyen ve avukat konuşmacılarımız tarafından hukuki açıdan ele alındı. Bununla beraber, son panelimizde mühendis konuşmacılarımız da yeni mevzuat hakkındaki değerlendirmelerini sundular. Kendilerinin sunduğu farklı bakış açısı hem pratik hem de teorik açıdan, daha çok hukukçulardan oluşan geniş dinleyici kitlesi için çok değerli bir fırsat oldu.